“Kandırılmaya yatkın
olmak”
İnsanlar amaçlı yardım mı
yaparlar? İnsanlar bazı yardımlarını amaçlı olarak yaptıkları ve bu yaptıkları
yardımları başkalarını etkilemek için kullandıkları ileri sürülmektedir. Kaliforniya
üniversitesinden Mario Heilmann,”Sosyal evrim ve sosyal etki, bencillik, aldatma,
kendini kandırma” başlıklı makalesinde; insanoğlunun tersi ispat edilmiş
olmasına karşın hala akl-ı selim ile hareket ettiğinin sanıldığını
incelemektedir. İnsanlara, “kendini çok özverili ve içten bir kişi gösterip,
başkalarını bir şekilde etkilemek amaçları olup olmadığı sorulduğunda, çoğu
böyle bir niyetlerinin olmadığını" belirtmektedirler. Gerçekte de böyle
bir dürtüleri olduğunu bilmezlermiş. İncelemeler,
"yardım edilen kişilerin dönüp dolaşıp gelecekte kendilerine faydası
dokunacak kişiler arasından seçildiği belirtilmektedir. Yardım alan kişilerin
gözlerinin boyandığının farkında olmadan yardım eden kişilere medyunu şükran
kaldıklarıdır. Genelde doğru olduğunu sanmamakla birlikte, bir kişi dolandırıcı,
rüşvetçi gibi toplum huzurunda suç sayılan bir fiili işlemiş bile olsa, eğer bu
kişi, kendine yardımı dokunmuşsa çoğunlukla muteber bir kişi olma vasfını
kaybetmemektedir. Marlon Brando’nu oynadığı “Baba filmi”,aynen böyle bir temayı
işler. God Father, kendinin işine yarayacağını düşündüğü kimselere önce yardım
eder ve sonra bunlara görev vererek
yardımının karşılığını ister.
Kendi kuruluşlarını borç
batağından kurtarmak için devlet bakanı olduğu söylenen ve Türkiye'de işlediği
suç nedeniyle büyük ceza alacağını düşünerek yurtdışına kaçan ve yargıdan
kurtulmak serbest kalabilmek için ABD de mahkemeye 6 milyon dolar teklif eden ancak,
ABD mahkemesince serbest kalma istemi red olan bir sanayicimizi medyadan
işitmeyenimiz yoktur. Mecburen Türkiye’ye geri dönüp Kartal cezaevinde bir süre
tutuklu kaldıktan sonra serbest kaldığı da hepimizce bilinmektedir. Abdi İpekçi
katil zanlısı, Malatya Spor kulubüne başkan olabilmektedir. Susurluk olayı
neticesi haklarında suç işledikleri sabit bulunan kişiler bazı kesimlerce birer
halk kahramanıdır.Bu kişiler kendi bölgelerinde hapis dönüşü bir kahraman gibi
omuzlar üzerinde karşılanmaktadır. Bu kişiler zamanında birilerine yardım
ettikleri için bu şekilde karşılanmaktadır. Bu kişilerin suçlu olduğu, yüz
kızartıcı suçu bırakın banka hortumladığı, çete kurup adam öldürdüğü bilinmesi
kahraman ilan edilmelerini önlemez.
FETÖ cülüğün de böyle bir
yardımlaşma ile doğduğudur. Son zamanların moda deyimi ile”etik” açıdan
haklarında bir incelenme yapılmaksızın tutuklananlara “pardon” diyerek ya da
kusura bakmayın “aldanmışız” lafının kolayca kullanılır olması halkın çabuk
kanma ve aldanmaya müsait olmasından faydalanma olarak algılandığı medya
makalelerinde ileri sürülmektedir. F.Gülenin dolaptan çıkan tek beş
parmaklı yapma bir elinin çıkarılıp
çıkarılıp öpülüp dua edildiğinin resmi geçenlerde medyada yer aldı. Git şu türbeye
dilek tut ve kabirin kenarına bir çaput bağla. Dileğin olduğunda gider çaputu
çözersin. Git bak! Sadece türbe kenarı değil, türbeye giden yolun her iki
tarafında bulunan çalı çırpı ağaç dalı ne varsa üstü bağlanmış bir şekilde
küçük çaputla dolu bulunmaktadır. Dilekleri çıkmayanların büyük çoğunlukta
olmalı ki bağlanan çaput sayısında azalma olmadığı yol kenarına
bakınca anlaşılmaktadır. Böyle bir kitlenin
seçmeniniz olduğunu düşünün, işinizi kolay yürütmeniz büyük olasılıkla
mümkündür. Mercimek, Deniz Feneri olaylarını hatırlayalım. Gurbette çalışan
işçilerimizden para toplanıyor. Kitle halinde topla para buharlaşıp yok oluyor..
Para verenlere de “Allah yoluna bu paralar gitti” söylevinde bulunuluyor.
Erbakan zamanında Almanya’da çalışan işlere ait dövizleri yurta sokulurken bir kurye yakalanmıştı.
“Mercimek” dosyası adı altında yürüyen mahkeme yüzlerce işçiyi mağdur etti. Bu kandırılmaya yatkın tutumumuz genetik
yapımızdan mı yoksa beyin kimyamızdaki
değisikliklerden mi kaynaklanmaktadır.?
Evrensel doğruların ne
olduğunu bilmeyen kişilerin ortaya koyduğu bu tablo. Anormal davranışın normal,
eğrinin doğruymuş gibi sunulmasının altında gizli veya açık bir menfaat ilişkisinin
yatmakta olduğunu olaylar bizlere göstermektedir. Kişiden menfaat sağlayanın
onun yanlış hareketini affetme katsayısı, kapısının önüne işeyen yan bitişik
bahçe komşu köpeğin sahibini affetme katsayısından çok düşük çıkacağı kesindir.
Eğri davranışları doğru olarak sunduğunu sana insanlar topluluğunun, birbirinin
kandırma ve aldatmayı amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullanma dışında bir
seçenekleri olmayacaktır. İnsanlarımızın çoğu, sanki kandırılmaya programlanmış
gibi cinci, üfürükçü hacı hocaya bir inanç uğruna paralarını kaptırmaya devam
etmektedirler. İnsanların ekonomik ve sosyal yoksulluktan hurfelere inanmaları
dinden gelen bir inançtan mı? Ekonomik ve sosyal zayıflıklarından mı? Yoksa her
ikisi birden mı olduğu FETÖ sorgulamaları ile ortaya çıkaracaktır. Ancak,Cumhuriyet
ilanından sonra arada verilen askeri
muhturaları bırakın, 1960 yılından bu tarafa 5. askeri bir darbe Kongo
ülkesinde bile olmadığını düşündüğünüzde, bu işte büyük kandırılma ve aldanma olduğunu
anlamak mümkündür.
Erdil Ünsal