.
Bir akşam San Royel’de
Altmış kiloluk bir matmazel
Bir elinde sıgaret,bir elinde kadeh
Gözlerinde Tainmsın havası
Ben daha otubeşlik toy bir çocuğum
Amerika’nın çılgın alemlerinde
Yüreğimde karabasanlar saklıyorum...
.
.
Adı Ross’du soyadını bilmedim
O beni bilmedi, ben onu bilmedim
Rock müziğinde gözlerini unuttum…
.
.
Bazen üç gün geçerdi karalanırdı,yüzü
Örtülenirdi bir sessizlik üzerine
Sanki yapışır gibi kendi gölgesine
Kıvrılarak yayılırdı,koltuğa
Kilitlenirdi kasvetine...
.
.
O zaman kabuslar saklanırdı içimde
şişerek kopardı öfkem
Gün boyu eli elime değmezdi,
Değmezdi, Amma ;
Üstüne de, bir şey giymezdi...
.
.
Ben daha otuzbeşlik toy bir çocuktum
Ross’un yoksa kırkbeşi,
Hırsız gözlerinde çelik neşter kadar cesaret
Serçe kuşlarının korkusu kadar çırpıntılı
Budweiser nefesiyle,şehevi
Takoma gecelerini süsleyen soluğunda boğulurdum...
.
.
Ben bilmedim,hiç bilmedim;
Adı Ross’du o kadar tanıdım
Kırmızı dantelli sütyenleri vardı,
Vardı biliyorum, lâkin
Takdığını hiç görmedim...
.
.
Vedat Dündar