İnsan en değerlisi olan yaşama hakkını ne ya da neler için feda edebilir? Aklınıza ilk gelen vatandır. Vatandan başka namus, şeref, evlat, sevgili, anne ve baba için can feda edilebilir. Tüm bunların yanı sıra adalet için de can verilebilir. Bu son söylediğim olgunun ne kadar değerli olduğu hakkında net fikirlerim yoktu aslında. Ama adaletin ne kadar önemli bir olgu olduğunu açıkça ve tüm keskinliği ile anladım.

Adalet insanın tüm yaşantısında olması gereken bir olgudur. Adalet olmaksızın vatan, namus, şeref, evlat, anne, baba ve sevgili anlamlarını yitirirler. Hatta tüm yaşam anlamını yitirir. Adalet bu yüzden son derece önemlidir. Adaleti sağlamak son derece önemlidir. Bu sebepten adil bir yönetim biçimiyle halklarını yöneten iktidarlar ölümsüzleşirler ve asil otoriteye sahiptirler. Adaleti sağlamak dürüst insanlar ve dürüst yöneticiler için dünyanın en basit işiyken dürüst olmayan insanlar ve dürüst olmayan yöneticiler için dünyanın en zor işidir. Şahsi kanaatim insanlık onurunu taşımak isteyen her insanın adaletin terazisine çıkması ve gerçeklerle yüzleşmesidir. Gerçekle yalnızca yürekli insanlar yüzleşebilirler. Zaten vatan, millet, şeref, sevgili, evlat, anne, baba ve namus gerçeklerle yüzleşebildiğimiz ölçüde anlam kazanır. Adalet yalnızca mülkün temeli değil aynı zamanda yaşamın temel taşıdır. Adil olmayan her insan zaman tarafından yargılanır.

Yazar topluma yalnızca tolumun görmek istediklerini göstererek yazar olamaz. Bunu yapan bir yazar ancak bir şarlatan olabilir. Yazar topluma gerçekleri göstermekle yükümlüdür. Gerçekler toplumun görmek istemedikleri olsa da yazar bunu göze almalı ve var olanı tüm açıklığıyla göstermelidir. Ben şahsıma yazarlık sıfatını eklersem büyüklenmiş olurum. Ama yine de yazıyla ilgisi olan birisi olarak yazarın vazifelerine sahip olduğumu düşünüyorum. Tarih beni yazdıklarımla yargılayacak ve vicdanımda öyle. Şu bir gerçek ki toplumumuzda köklü bir adalet zafiyeti var. Bu o kadar açık seçik görülüyor ki görmemenin imkanı yok. Bireysel bağlamda da, toplumsal bağlamda da adalet olgusunun yaşantımızda var olduğu söylenemez. Adalet olmadığı içinde bir kaosun içerisinde sıkıntılarla kıvranmaktayız. Hepimiz adalet istiyoruz ama hiçbirimiz adalete tahammül edemiyoruz. Bu son derece iki yüzlü ve onursuz bir davranış biçimi.

Tarihin en eski toplumlarından birisi olmamıza rağmen kültür konusunda bunalımlar yaşıyoruz. Adalet ve adil olmakta bir kültür göstergesidir. Özellikle cumhuriyet tarihini ele aldığımızda bu yozlaşmanın hat safhaya vardığını açıkça görmekteyiz. Elbette bunun sorumlusu cumhuriyet değildir. Aslında yaşananlar analiz edildiğinde bizim toplum olarak cumhuriyeti ve demokrasiyi de tam manasıyla sindirebildiğimiz söylenemez. Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan siyasi çalkantılar, darbeler ve darbe girişimleri ise bunun en temel nedeni. Korku ile iktidar olmayacağını öğrenmemiz için kaç kere acı çekmemiz gerekecek? Adaletsiz bir düzenle insanların yönetilmeyeceğini öğrenmemiz için kaç ihtilal de ömür tüketmemiz gerekecek? Ben toplumsal gelişmenin bireysel gelişmeden geçeceğini düşünenlerdenim. Hepimiz adaletin olmazsa olmazlar arasında olduğunu söylemekteyiz. Ama adil olma sırası bize geldiğinde ise bu çıkarlarımıza ters düştüğü için yapmıyoruz. Bu kaypaklıktır, iki yüzlülüktür. Toplumumuzdaki adalet zafiyetini yalnızca siyasi çalkantılara bağlamak, bir günah keçisi seçmekten başka bir şey değildir. Empati kurulmalı ve doğru olan bireysel yaşantıda da sergilenmelidir.

İnsan en değerlisi olan yaşama hakkını kendince daha önemli saydığı olgular için feda edebilir. Bu olgular içerisinde en mühim olanı adalettir. Adalet hiçbir şart ve koşul beklenmeden uygulanmalıdır. Aksi taktirde durumun vehameti hayal gücümüzün bile sınırlarını zorlar. Unutulmamalıdır ki dünyayı yönettiklerini zanneden ve kendilerini adeta ilahlaştıran liderlerin bile bir nefeslik hayatları vardır.

( Adalet Üzerine başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 4.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.