Hani bir türkü de var ya ''Hem okudum
hemi de yazdım yalan dünya senden bezdim.'' Okuduk yazdık da bir türlü şu okuma
yazma oranımızı yüzde yüze çıkartamadık. Bir de finansal okuryazarlık varmış,
onda da çok geri olsak da son zamanlarda biraz artmış bu finansal okur
yazarlığımız...
Gelelim Finansal okuryazarlığa, onunda açıklaması kısaca şöyle ''Finansal
okuryazarlık, tüketicinin paranın kullanımında ve yönetiminde bilgiyle değerlendirme
yapmasını ve finansal araçların seçiminde etkili ve rasyonel kararlar
verebilmesini sağlayan yeterlilik düzeyidir. Başka bir ifade ile bireylerin
gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirme ve bütçelerini
doğru yönetebilme yetkinliğidir.''
Hiç anlamadan etmeden borsaya gireriz birçoklarımız sonra da hava alır çıkarız.
Büyük paralar ile girmediğiniz zaman borsaya para kazanmanız da zordur derler,
bu işi bilenler. Kimi insan kazandığının bir kısmını ya döviz alır, ya altın,
biriktirme gayreti içindedir. Kimi de har vurup harman savurur, dünyaya bir
daha mı geleceğim sanki düşüncesi içindedir... Tabi bankaya faize yatıranları
da unutmamak lazım gelir ki her ne kadar faizler düşmüş olsa da yine de
güvenilir bir yatırım aracıdır, banka faizleri... Emlakın da her devirde belli
bir kazancın üstünde gelir getiren bir yatırım aracı olduğunu kimse inkar
edemez...
Şimdilerde herkes finansal okuryazar. Akrabanıza bile borç vereceğiniz zaman
dolara çevirip de öyle veriyorsunuz, sonra dolar olarak alırım diyorsunuz. Bu
kadar kırılgan bir ekonomide de bunlar olağan şeyler olarak kabul edilmeli...
Bir araştırmada Türk Halkının % 45 kadarının kazandığından fazlasını harcadığı
tespit edilmiş. Bu on dokuz milyon hanenin yüzde elli beş kadarı ise az ya da
çok tasarrufu biliyormuş. Tasarruf oranları da günden güne azalıyormuş.
Tasarruf ederken şunu unutmamak lazım ''Her çok az dan olur.'' ve tabi atalar
sözünü de ekleyelim ''Damlaya damlaya göl olur.'' Ne mutlu finansal okur
yazarlığımız artmış, artık sırtımız yere gelmez...