Edebiyat dünyaya söz ile yazı ile güzellikler katmanın başka bir adı, başka
bir şekli... Okumak ki aslında ''Oku'' hitabı ile biz insanlara Allah'ın da
emridir... Bu sanatı hakkı ile yerine getirenler olduğu gibi, her kalemi eline
alıp, her kitap çıkarana da kendi yarı çapında yazar desek bile, sanatçıdır
diyemeyiz...
Sanat, hele de edebiyat ve şiir bizi alıp götürmeli, geniş ufuklar açmalı
ruhumuzda, benliğimizde... Bunu başaramıyorsa, okunan bir şiir ya da nesir,
sıkılırız hemen, hem yazıdan, hem de yazarından... Hatta ufak
böbürlenmelerimize bile yol açar ''Pöh! Bu da neymiş ki ben bundan daha
iyilerini yazarım bir kere.'' diye aklımızın köşesinden de geçirmeden
edemeyiz...
Türk Halk Şiirinin ta geçmişten beri gelen güçlü ozanları vardır. Karacaoğlan,
Dadaloğlu, Kul Himmet, Köroğlu, Pir Sultan Abdal vs. gibi... Ozanlık
geleneğimizi Dede Korkut Hikayeleri ile birlikte ta Orta Asya Bozkırlarından
Anadolu'ya kadar taşımışızdır... Halkın içinden çıkmıştır bu ozanlar ve onların
o günkü sade diliyle kendi milletlerine seslenmişlerdir... Bizimdirler, Anadolu
kadar, bizimdirler yediğimiz ekmek, içtiğimiz su kadar... O gün de baş tacı
yapılmışlar, günümüze kadar da gelen eserleri ile yine baş tacıdırlar
toplumumuzda...
Yaşadıkları zamanın en diri tanıkları, en anlayan, gören gözleri kulaklarıdır
onlar... Kimi zaman horlansalar da, zulme de uğrasalar dik durmasını
bilmişlerdir... O gün halkın diliyle söyledikleri için, halkın nabzını iyi
tuttukları için, bu gün göklere yükselmişlerdir toplumumuzun gözünde... Tabi bu
savımız günümüz şair ve yazarları içinde geçerlidir... Halkın dertleri ile
dertlenen, toplumu anlatan, insanı anlatan eserler veren yazarlar da okunacak,
el üstünde tutulacaklardır...
Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Aşık Veysel, Attila İlhan, Kemal Tahir, Yaşar Kemal,
Edip Cansever, Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Necip Fazıl, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet
Arif, Nazım Hikmet yirminci yüzyıla damgasını vurmuş bu şair ve yazarlarımız,
insan odaklı, toplum odaklı edebiyatın kapısını araladıkları için bu gün her
yerde eserleri kitapçı vitrinlerini süslemektedir... Sanat için sanat anlayışı
artık günümüzde çok gerilerde kalmıştır... Anlatacaksan, insanı anlatacaksın.
Anlatacaksan Filistin'de babasının kucağında şehit edilen çocuğu anlatacaksın.
Anlatacaksan Afganistan'da zulüm gören kadınları anlatacaksın. Anlatacaksan
emperyalizmin İslam Coğrafyalarına fütursuzca saldırılarını anlatacaksın...
Anlatacaksan Güneydoğu'da ki daha tam olarak kıramadığımız feodaliteyi, ağalık
düzenini anlatacaksın... Anlatacaksan yeni dünya düzeninde ki sömürüyü
anlatacaksın... Daha yazamadığımız bir dolu toplumsal olayları anlatacaksın...
Velhasılı eliniz kalem tutuyorsa, yüreğiniz ve aklınızda yetiyorsa, yazacak
çizecek, anlatacak o kadar çok şey bulursunuz ki...