MEVLİD-İ NEBİ

     Mevlid kelimesi, “doğum, doğum yeri ve doğum vakti” gibi anlamlara gelir.İslam'ın mesajlarını halka sunan son peygamber Hz. Muhammed'in doğumunu anma ve kutlamak için düzenlenen törenler, tarihte ilk kez Mısır'da Fatımiler döneminde başladı.Genelde bu kutlamalar saraylarda yapılırdı.Mevlid-i Şerifin yazılışı (H 812)(M 1409) yıllarına tekâbul eder.Yani... İslamın doğuşunu (H612) kabul edersek, Yaklaşık iki yüz yıl sonradır.
      Mevlid-i şerifin edebi  türü "Naat"tır.Naat; bir şeyin niteliklerini övme sanatıdır.Böyle bir eser yazıla bilir mi? Elbette yazılır.Her hangi bir sıkıntı yok.Hele bu eser Peygamber'e yazılıyorsa daha da güzel.Sıkıntı bundan sonra başlıyor.Yazılan bu güzel eseri İslam'ın bir parçasıymış gibi alıp dinin içine sokarsanız gelecek insanlık bunu din sanıp şirke düşer.Ondan sonrada yarım metre göbeğimizle etli  pilav yemeyi bir kurtuluş zannederiz.Değerli dostlarım; İslam dediğimiz olgu bir sistemin adıdır ve bu sistemin merkezinde "Hak rızası" vardır.Bu sistem Adalet, sevgi, merhamet ve ahlak üzerine kuruludur.Bu sistem içinden bu hasletleri çıkarırsanız geriye çöplük kalır.
   Cehaletin göbeğinden çıkan bir peygamber düşünün, yetim ve kimsesiz, kolu kanadı kırık.Bu peygamber asrın cellatlarına kafa tutuyor.Köleliği kaldırıyor, zinayı yasaklıyor, faizi yasaklıyor.Bunları yaparken ilk önce yakınlarından başlıyor.Sahip oldukları paralarla milletin karısını, kızını bir meta gibi kullananları yerle yeksan ediyor.Halkı ne yerse onu yiyor, halkı ne giyerse onu giyiyor.Yaşadığı çevreye ve düşmanlarına dahi güven veriyor.Paranın ve pulun, makam ve mevkinin gelip geçici olduğunu, esas kalıcı olanın "Takva" olduğunu defalarca söylüyor.Güven, sevgi; saygı ve hoşgörüyü bütün yüreklere kazımak için canla, başla mücadele ediyor.Davasından vazgeçirmek için O'na makam ve mevki teklif edenlere verdiği cevap malumdur. Biz insanoğlu kendi putlarımızı yaratma da ustayızdır.Bu putlarımızı da süslemek için kendimizce bir şeyler uydururuz.Bu putlara da uymayanları bir süre sonra kınamaya başlarız.Bu gün İslam dünyası maalesef bu konumdadır.Şayet biz peygamber ümmeti isek o'nun gibi olmak veya olmaya çalışmak zorundayız.Eğer böyle olamıyorsak şirk batağının içine batmışız demektir.
   Değerli dostlarım!  kafamızı kaldırıp ülkemize şöyle bakalım.Peygamber köleliği yasaklamış biz de kölelik hat safhada, zinayı yasaklamış zina devlet eliyle yapılıyor.Hatta zina yapmak zorunda bırakılan çaresiz kadınlardan vergi bile alınıyor.Faizi yasaklamış, faiz girmeyen hiç bir ev yok.Hatta bütün ekonomi faiz üzerinde dönüyor.Kumarı yasaklamış; kumarı devlet kendi eliyle oynatıyor.Hatta oynayan garibanlardan vergi alıyor.İslam dağıtmak üzerine kurulu bir sistem olmasına rağmen, Diyanet, cemaat ve tarikatlar sistemlerini toplamak üzerine kurmuş.Peygamber halkı ile aynı yeyip aynı giyinirken bizim yöneticilerimiz bizden fersah fersah uzakta.
    Biz Muhammet ümmetiyiz derken bir daha düşünelim.Memleket insanının %90'ı adaletin varlığına inanmıyor."Turbo Kalpitalizm" bütün hücrelerimizi ele geçirmiş.Milyonlarca emekçi yoksulluğun altında yaşıyor.Komşunun komşuya güveni kalmamış.Ne çağdaşta çağdaş dili ne Müslümanda müslüman dili var.En güzel hasletlerimizi sidik yarışına çevirmişiz.Zengin, fakir farkı 7000 rakamlarını bulmuş.Hoşgörü sıfır, ahlak yerle bir.Yani...  Zaman bizden hizmet bekliyor.Peygamberimiz bize benim doğum günümü kutlayın demedi beyler!.El birliğiyle içine yaptığımız bu memleketimizi düzeltmek ve güzel hasletlerle donatmak için çaba sarf edelim.Zaman susamlı simitle şiir okuma zamanı değil.
       HAYDİ! GÖREYİM SENİ...

( Mevlid-i Nebi başlıklı yazı çiftci baba tarafından 19.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu