Kurtuluş savaşı bitmiştir. Ankara'da yeni meclis birbiri ardına kararlar çıkartıyor. Bu kararlardan bir tanesi de savaştan kaçan hainleri bulup Ankara'ya getirilip asmaktır. Büyük ferman yurdun dört bir yanına bildirilir.Daha sonrada bu ferman uygulamaya geçmeden tekrardan alınan bir kararla iptal edilir.

Meclis kayıtlarında geçen bu olayın iç yüzü anlatılmamaktadır. Olaylar nasıl geliştide bu karar iptal edildi. Kimler bu kararlarda etkili oldular. Bunu açığa vurmak için dedemin anılarından bahsetmek istiyorum. Aslında dedemin anılarını yazmaya kalkışsam en az üç yılımı alır diye düşünüyorum.

Adapazarı, İzmit, Bolu, Düzce, Karasu, Kocaali, Akyazı, Mudurnu, Akçakoca, Kefken havalesine bu görev İpsiz Recep'e verilir. Bu görevi hiç istemeyen İpsiz Recep dedem Hacı Nuri'nin yanına gelir.

İpsiz Recep-"Nuri emice ferman çıktı, ne yapacağımı bilemiyorum, senden yardım istemeye geldim."

Dedem-"Yeğenim hele sen şu fermanı anlat bakalım."

İpsiz Recep-"Emice nesini anlatayum, alduk başumuza belayı"

İpsiz Recep konuyu baştan aşağı anlatır. Savaş sırasında birlikte cepheye silah, malzeme, yiyecek ve asker sevkiyatı yaparlarken yanlarından kaçanlar olmuş. Bu kaçanları arayıp bulunması, yakalandıktan sonra Ankara'ya götürülmesi ve orada asılacaklarını anlatır.

Hatta bu kaçaklar için İpsiz Recep "Savaş bitsin ben size sorarım" diye söylenirmiş. Ancak savaş bittikten sonra bu arzusunan vaz geçer. Bu vaz geçme hikayesini de dedem tembih etmiştir. "Yeğenim bundan sonra otur oturduğun yerde,bu işi meclis ve paşa bilir" diyerek engellemiştir.

Görevde çıkınca İpsiz Recep soluğu dedemin yanında alır. Dedem güzel bir dinledikten sonra "Yeğenim hiç vakit geçirme hemen Ankara'ya git" der demez.

İpsiz Recep-Emice sen ne yapmak isteyusun

Dedem-Yeğenum önce bir dinle, tek çaremiz bu fermanı geri aldırmaktır.

İpsiz Recep daha da hiddetlenerek "Emice sen bizi astırmak mı isteyusun"

Dedem-Ula uşağum tokadumu yersin ipsiz ipsiz konuşma, çaresi vardur da.. diye azarlar.

En sonunda dedem razı eder ve söylediklerimi harfiyen yapacaksın diye söz alır ve " Ankara'ya gidip doğru Topal Osman Ağa'yı bulacaksın. Benim deduklarımi aynen söyleyeceksun Nuri Emicenun selamı var, kaçakların bulmak asmak kolay işdur, habu uşakların hepisi ev bark uşak sahibi olmuştur, zaten insan kıtluğu vardur, artık kan dökülmesin, ben buradakilerini yola getirirum, bir daha savaş çıkarsa ne yaparuz,paşaya rica etsun o da insandur da.."

İpsiz Recep yanına bir kaç adamını alır devlet görevlisi sıfatıyla Ankara'ya gider. Topal Osman Ağa ve adamları Papazın bağı diye bilinen yerde kalır. Yani meclis askerleri kurulana kadar halen meclisi koruma görevi Topal Osman Ağa'dadır.Dedemin ricasını anlatır.

Buna benzer bir sürü istekler daha yurdun çeşitli bölgelerinden gelir. Bunun tek çaresi Mustafa Kemal Atatürk'ü razı etmektir. Dedem Eğer Topal Osman Ağa rica eder ise bu iş olur diye düşünmüştür.Topal Osman Ağa Mustafa Kemal Atatürk'ü Papazın bağına akşam yemeğine davet eder.

Paşa İpsiz Recep'i görünce çok samimi olarak ilgilenir. Muhabbetler ordan burdan karışmış. İpsiz Recep bir an önce konunun açılmasını heyacenla beklemekte ayıp olmasın diye de susmaktadır. Muhabbet uzayınca İpsiz Recep ayağa kalkar. Paşa durumu anlar ve hemen "Hayırdır emice hiç rahat olamadın galiba sıkıntın var" der demez peşinden "Paşam kusuruma bakma ben buraya gelişimin sebebini Osman Ağa'ya anlattım, ama geç oldu benim dönmem lazım dünya insan haber bekliyor" derken Osman Ağa devreye girer.

Dedemin anlattıklarını aynen paşaya aktarırlar.Aynı zamanda yurdun diğer yörelerinden gelen istekleri de anlatırlar. Paşa elini çenesine götürür ve kısa ve öz bir şekilde "Nuri emice söylüyorsa doğru söyler, hemen meclisten karar çıkartacağım" der. İpsiz Recep'e döner ve "için rahat olsun, istirahata çekilebilirsiniz" der.

İpsiz Recep sabahı Ankara'dan tekrar Adapazarı'na gelir gelmez doğru Ballıkaya köyüne. Ballıkaya köyü Akyazı'nın köyü olur. Dedem de o zamanlar buraya yerleşmiştir. Olup bitenleri dedeme anlatır.Aradan bir hafta geçmiştir. Fermanın iptal edildiği kararı alınmıştır.

Bu kararın doğru yapılıp yapılmadığı belki birileri tarafından yine siyasi malzeme yapılacaktır. Hiç kimse siyasi polemiğe girmesin o günün şartları bunu gerektirmiştir.

Tarihte yapılan işlerin ya da alınan kararların hepsi doğru ya da yalnış olmuş diye tartışmak istemiyorum. Doğru ya da yalnış yapılmış olabilir. Her ne yapıldığsa sahiplenmemiz gerekmektedir.

Burada esas olan savaş anında yapılan davranışlarla, savaştan sonra yapılan davranışlar arasında fark olması gerektiğini düşünüyorum. Artık savaş bitmiştir. Savaş anında bu karar alınsa zamanın şartlarına göre kimse de karşı çıkamazdı. Ayırt etmeyi ve önce insani yönünü düşünmemiz gerektiğini çok güzel bir şekilde dedem söylemiştir.


08.02.2010


( 97- Fermanı Kaldırmak başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 8.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu