ÇANAKKALE 1915
     "Benimle burada muharebe eden askerler bilmelidirler ki; bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için, bir adım geri gitmek yoktur! Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım!"
    "Askerlerim! Size savaşmayı değil; ölmeyi emrediyorum!
"Geldikleri gibi giderler!" Dedi Yarbay Mustafa Kemâl..İnanmıştı bu kutsi davaya, derhal kurtarılacaktı,
 dört bir yandan işgal edilmiş olsa da bu cennet vatan..
    Çoğu henüz onbeşindeydi yürekleri tek askerlerin..Cephenin berisinde elleri öpülesi analar, bacılar..Kara Fatma, Çete Emir, Şerife Bacı, Nene Hatun, Halime Çavuş, Halide Onbaşı gibi cesur, gözüpek kadınlar..
    Uyku haramdı cengâver yiğitlere..Mevzubahis vatandı, gerisi teferruat; kalkmalıydı yurdumuzun üzerinden bütün müşkülât!. Korkmadı hiçbiri ölümden zerre kadar; gayrı verilmişti özgürlük için kat'i karar!
    Ulusunu Güneş gibi ısıtan kararlı bir çift mavi gözde, El Basîr tecellisi..Hür doğmuştu ve hür yaşamalıydı milleti..Görüyordu, hissediyordu, emindi; olmayacaktı düşmanların tek bir tesellisi!.
    Biliyordu ki analar; oğulları gidip de belki dönmeyecekti..Kınalarını, elleriyle yaktılar kuzularının..İbrahim bilinciyle kurban etmeye hazırdılar Muhammed'i Mehmed'lerini vatana; gözlerini dahi kırpmadan..
    Top, tüfek ve mühimmat, düşmanlarınki kadar yoktu..Olanlar da, yok denecek kadar az..Bir tarafta kıtlık; diğer yanda zemheri soğuk, cehennem gibi savaş!.Kağnıdaki bebesini değil! Cephaneyi korudu kara kışta büyük, büyük, büyük anam..Düşmanda olmayan tek bir silah vardı hepsinde; göğüslerindeki iman!.
     Yıl 1915..Buram buram, barut kokuyor yurdumun her yeri..İstanbul Boğazı'ma, Çanakkale'me, Gelibolu'ma dikmiş gözlerini gâfil düşman! Bizimdi Anadolu ve öyle kalacaktı bu kutsal vatan!. Gün, tek ve bir olma günüydü..İkiliğe verilmedi asla imkân!.Meydanlarda, siperlerde gür ve gür tekbir sesleri; diyordu askerlerim :
 "Allah'u Ekber! Allah'u Ekber! Allah'u Ekber!"
     Donanmasına güveniyordu ihtilaf orduları..Bilmiyorlardı ki; Nusret'le döşenmişti mayınlar! Denizde alabildiğine düşman gemileri bir bir batıyor zelil; kaçabilenler de, geri çekiliyordu ziyan zebil!
    Ey nâmert düşman! Sen ne bilesin ki, şehitler ölmez?! Ordumuzu gördüğün kadar mı sandın?! Rahman'ın rahmetinden, ululardan, Seyit Onbaşı'dan haberin var mı senin hadsiz!! Zırhlılarınız da, askerleriniz de, deryalarda sersefilsiniz!.Denizden olmadı; karadan vuracaksın demek?! Arıburnu'nda, Conk Bayırı'nda, Anafartalar'da ne işiniz var?!
    "Çanakkale geçilmez" dedik ve geçilemedi, geldikleri gibi gitti Anzak, İngiliz ve Fransızlar!..
    Yüce kumandan Mustafa Kemâl ve askerleri, kahraman Türk Ulusu işte böyle şanlı destanlar yazar!.
    Yok eşi, rengini şehitlerinin kanından, gökteki Ay ve yıldızlardan alan başka bir bayrak! Yeri ancak; yükseklerdeki sancaklardır sancak!. Mehmet Âkif yazdı istiklalimize yaraşır destansı marş; ilahi sirayeti yükselir daima ala'i arş..
    Ruhunuz şâd olsun Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk, aziz şühedâlarım ve gâzilerim, savaş muhariplerim..Selâm olsun coşkun ruhuna Mehmet Âkif Ersoy, tüm ulu ruhlar..Sizleri sonsuz saygı, sevgi, rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz..Mekânlarınız zâten Cennet'tir...

Semra Koca
( Çanakkale 1915 başlıklı yazı Semra Koca tarafından 16.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.