Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ilk ünvanları kız olan kadınlar gelmiş bu dünyaya..Sevip sevilmek, insan gibi yaşamakmış tek dilekleri..Sevmişler ama, en çok da sevilmişler..Kadın olduktan sonra, daha da çok sevilmişler..Öyle çok, öyle değerliymiş ki bu kadınlar, kedilerin sevdiği ciğeri yerden yere vurduğu gibi sevilmiş birçoğu..Hatta öldüresiye sevilmiş..Nâdide bir elmas gibi, uçuk fiyatlara satılanları olmuş..Daha küçücükken, elinde oyuncağıyla gelin olmuşlar yaşlı başlı adamlara..

    Satanlar demişler ki : _"Ağırlığınca altın"..Yaşlı başlı adamlar, kiloca ağır gelmesin diye, daha çocukken, şefkatle sarıp sarmalamış küçücük yaşta kadın ettikleri kızları..Masal bu ya, en erdemli, en değerli olan namusu da, kadınlara yüklemişler sütten ak kaşıklar..

   Kadın nankör! Bilememiş bu kadar değerli olduğunu..Bir gelinlik, bir de kefen göstermişler kadına..Sana yakışanı, istediğini seç demişler..Kadın isyankâr ve âsiymiş..Seçme hakkı verilmiş ama, kıymetini bilememiş..Genellikle ruhlarına değil, bedenlerine hitab etmişler..Arada sırada şeker, çikolata, ağlayan gülen bebekler almışlar küçücük kadınlara..Kaz gelecek yerden tavuğu da esirgememişler hiçbir zaman ince düşünceli ihtiyarlar..Küçük acabalardan mutlu olmuşlar bazen gözü gönlü kör kadınlar..Onlar da, Sındrella'nınki kadar sürmüş..Hepsi yetmemiş, yüzlerce yıl sonra, "Emekçi Kadınlar Günü" diye, 365 günün bir günü de, adanmış kadınlara..Bu masal bitmez kadın..Erkektir, sever de, döver de, öldürür de..Hem bak, dinibütün geçinen birçok merhametli, nerelerine vurulup, nerelerine vurulmayacağı fetvasını veriyorken, takdir bilmezsin sen..Yaşadığına şükret ve başla şarkını mırıldanmaya, aldığın güller ve karanfillerle, kutla halen yaşıyorsan gününü..
"Yeter ki gel bana, senede bir gün, senede bir gün"...
Yok kadın yok! Sen iflah olmazsın! Nasıl sevildiğini hiç bilmedin, ne zaman öğreneceksin!? 


          Semra Koca
( Ne Ölesiye - Ne Öldüresiye Sevmeyin Kadınları başlıklı yazı Semra Koca tarafından 28.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu