BATILAŞMACI EDEBİYATIN
KISA MACERASI
Edebiyata Dair
x
1
Tevfik Fikret Edebiyatı Cedide, Ahmet Haşim Fecr-i Atidir. Tanzimat edebiyatı
demek aslında Ziya aşa demektir. Bir iki şiiriyle Namık Kemal’i saysak bile
Şinasi ikinci, sınıf kalem erbabıdır. Her ne kadar yeni edebiyatın ışığını
yaktıysa da ek bir varlık gösterememiştir. Yıkmaya kalktığı büyük edebiyatın
enkazı altında kalmıştır.
Birçok alanda ilkleri ortaya koymuş ama çok özendiği batılı anlamda bir sanatçı
asla olamamıştır. Ne ‘Şiir Evlenmesi’ gerçek bir tiyatro eseri olabilmiş, ne de
Büyük Reşit Paşa denilen Necip Fazıl’ın tabiriyle Küçük Reşit Paşa’ya yazdığı
Kasideden başka bir varlık gösterememiştir.
Namık Kemal ise Vatan Kasidesi ve birkaç şiir dışında bir el ele tutulur bir
eser verememiş, Vatan Yahut Silistre gibi o zaman için değerli birkaç oyunla
edebiyat tarihine geçmek istemiş, eserleri yeterli olmayınca edebiyat
dünyasında siyasetiyle yer alabilmiştir.
Ziya Paşa yaptıkları tarihi hatayı fark etmiş, Harabat adlı antolojiyi telif
ederek günah çıkarma yoluna gitmiş, arkadaşı Namık Kemal tarafından ihanetle
suçlanmıştır. Bu suçlama Tahrib-i Harabat adlı bir esere neden olmuş, Ziya Paşa
da ona cevap olarak Tahrib-i Harabatı Tahrip adlı eserle karşılık vermiş, Namık
Kemal ona Takip adlı eserle tartışmayı nihayetlendirmiştir.
Osmanlı Tarihinden Celaleddin Harzemşah’a ulaşan tarih ilgisiyle İslamcılığa ve
Osmanlıcılığa kapısını açık bulunduran şair batıcılığın en önemli üç
dehlizinden birini oluşturmuştur.
Tanzimat 1. Dönemin açtığı yolda ilerleyen Hamit- Ekrem-Sezai üçlüsü de bir
varlık gösterememiş, edebiyatı cedide adlı kumanyadan doğru dürüst bir şair
çıkabilmiştir. O da isnadıyla grubun yüz akı olmuş, inancıyla Türk Edebiyatında
ilk tereddinin örneğini vermiş, edebiyatımızın irtidatını ilan ederek İslam
dünyasının yüz karası olmuştur.
Cenap Şehabettin Elhan-ı Şita ile şiir semasına bir yıldız ve bir sürü moloz
bırakmıştır. Recai Zade’ nin Araba Sevda’sıyla eleştirdiği yanlış batıcılığın
doğrusu bir türlü ortaya konulamamıştır. Muallim Naci ve Ahmet Mithat Efendi
gibi iki Osmanlı fedaisi edebiyatımızı kurtaramamıştır. Halit Ziya’da batılı
anlamda ilk romana kavuşan edebiyatımız batının yasak aşkını ve ruh hastası
tilerini ülkemize ithal etmiştir.
Fecr-i Atiyle Edebiyat-ı Cedide ’nin başaramadığı yapılmak istenmiş ama buna
muvaffak olunamamış, Ahmet Haşim’in klasik mertebeye ulaşan şiirlerinden başka
bir varlık gösterilememiştir. Milli edebiyatla milliğe yol açılamamış,
Cumhuriyete dek özgün bir edebiyata ulaşmak mümkün olmamıştır.
Cumhuriyet döneminin yüz akı Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve sanatta Nazım
Hikmet, Hasan Hüseyin, 1. Ve 2. Yeni, Atilla İlhan ve diğerleriyle Türk
edebiyatı kurtarılabilmiştir. Yahya Kemal’le yeniden yüzünü gösteren Divan
Edebiyatı tekrar tünele girmiş, bir türlü gün ışığına çıkamamıştır.
Ahmet Kemal