Doğunun kalp gözü, ulu kapısı
Yanık bir türküdür dilde Erzurum
Güzel Türkiye’min sağlam tapusu
Buruk bir ezgidir telde Erzurum
Dağlar sıra sıra, sırt sırta vermiş
Abdurrahman Gazi bir ulu ermiş
Gönül bahçesinden goncalar dermiş
Emsalsiz ıtırdır gülde Erzurum
Şehir, uykusundan tezden uyanır
İbrahim Hakkı’sı Hakk’a dayanır
Palandöken kışın kara boyanır
Boz bulanık akar selde Erzurum
Moskof’un eli boş döndü kaç kere
Teslim olur dadaş; Hakk’a, kadere
Gönlünü sürmeler gama, kedere
Benzersizdir onca ilde Erzurum
Dünden yadigârdır Çifte Minare
Seni özler gönül, gezer avare
Seslen Palandöken gül yüzlü yâre
Taşınır gönülde, elde Erzurum
Bin yıldır oynanan şirin bar bizim
Erzurumlu Emrah der ki yâr bizim
Dağların koynuna yağan kar bizim
Akan çayda, esen yelde Erzurum
Ulu Cami’mizde okunur ezan
Bu ulu çağrıya uyar kız, kızan
Dürülür defterler gelince hazan
Ak başlı kuğudur gölde Erzurum
Alvarlı Efe’si gönül çerağı
Gül nazarı yakın eder ırağı
Ulu seyyahların en son durağı
Serap misalidir çölde Erzurum
Dadaşlar gece gün dağlara bakar
Aziziye derken, gözden yaş akar
Ana, kuzusuna ağıtlar yakar
Uğruna öleyim öl de Erzurum
M.NİHAT MALKOÇ