Ölüm sükûta kanış, hayattan elenmektir
Bir
nefes ötemizde, sonsuza bilenmektir
Kulun
fikri sorulmaz, göklerden gelir karar
Toprak
bir yorgan gibi üzerimizi sarar
Eser
bir deli rüzgâr, pencereler kapanır
Ölüm
bir küheylanlar, üzerine abanır
Ucu
ölüme varır, düzene koy hayatı!
Bedenin
buz kesilir, olur taştan da katı
Hayat
bir mum misali, yanıp da bittiğin gün,
Yeni
bir başlangıçtır dünyadan gittiğin gün
Giyindiğimiz
kefen, değişmeyen modadır
Berzah
derin bir uyku, kabir sade odadır
Her
günü bir tanedir, ömür nar misalidir
Sarıp
sarmalar seni, kefen yâr misalidir
Dilin
söylemez olur, damarda kanın donar
Beride
sönen ışık öte tarafta yanar
İmkânın
dişlisini kırınca muhalimiz,
Yarına
bırakılmaz bugünkü sualimiz
Hayat
sürüp giderken çomağı sokar bir el
Ölüm
kimine kabus, kimilerine güzel
Kervan
kervan üstüne, sonu yok bu gidişin
Can
tenden çıkmadıkça dünyada bitmez işin
Bir
zaman sen gülerken ağlardı birileri
Ölüden
daha ölü dünyanın dirileri
Hayat
gün ortasıdır, ölüm karanlık gece
Can
taşıyan kim varsa teslim olur bu güce
'Bir
varmış bir yokmuş'tur, bir masaldır bu ömür
Tutuşur
can çırası, geriye kalır kömür
Pişman
olmamak için sırtını Hakk'a daya!
Gerçeğe
uyanınca bitecektir bu rüya
M. NİHAT MALKOÇ