Bir babaydı o evinde üç çocuğu ve bir karısı olan. Ve haykırıyordu, sesini duyurmak için ağlıyordu. Ama duyulmuyordu sesi, bağırmak kifayetsiz kalmıştı böyle bir durumda. Bağırarak adalet gelmiyordu işte. Kendinden çok çocuklarının açlığı onun canını daha da acıtıyordu. O, çocuklarını aç bırakmamaya kararlı, namuslu bir işçiydi, bir memurdu…

Hayat öyle bir düzen ki, bir gün hayata çok sıkı bağlanmaya karar veriyorsunuz ama öyle bir gün geliyor ki isyan, başkaldırı size en büyük kurtuluş yolu olarak görünüveriyor. Ülkemizde de bu böyle. Zengin, varlıklı kişiler bir tarafta dururken; çalışmak isteyip de iş bulamayan işsizler ve çalışıp da emeğinin karşılığını alamayanlar bir tarafta duruyor. Bu iki kutuptaki insanın bir araya gelmesi ancak şov programlarında, tv kanallarında oluyor. Kamera karşısında bazıları şov yaparken diyorsunuz ne güzel ne dengeli bir ülkedeyiz. Hatta o kadar vahim ki elinize kumanda alıyorsunuz bir kanaldan bir başka kanala geçtiğinizde ülke durumu bir anda tam tersine dönüyor. Ve bu da günümüzde tarafsız(!) medya olarak tanımlanıyor.

Geçen yılın işsizlik rakamları bilindiği üzere korkutucudur. İstatistiklere göre her dört gençten biri işsiz. Bu ne demek biliyor musunuz? Ülkemizdeki genç, dinamik nüfus değerlendirilmiyor. Eğitimli gençlerimizin aldıkları eğitim kullanılmıyor. Öğrencilerin üniversite sınavı kazanma korkusu yerini üniversiteden sonra ne iş yaparım korkusu almaya başladı. Bir işe girse de emeğinin karşılığını alacağımız kesin değil. En başta da söylemek istediğim buydu. Geçim sıkıntıları, kredi kartı borçları hatta daha kötüsü cinnet geçirmeler bunların bir sonucu.

Ben hiçbir öneri sunmadan, sürekli eleştirmeye karşı bir insanım. Bana göre ilk önce işsizlik sorununu kaynağına inilmelidir. İlk başta eğitim artırılmalı ve her yerde eşit seviyeye getirilmelidir. Bununla birlikte köylerden kentlere, doğudan batıya düzensiz göçlerin önüne geçilmelidir. Aynı koşullarda bir firmanın İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde üç fabrikası olacağına; fabrikalarından birini İç Anadolu veya Doğu Anadolu bölgemizdeki şehirlerden birine açılabilir. Ülkemizin eşit olarak gelişmesi ancak bu şekilde sağlanır. Tabi bunun içinde devlete çok görev düşüyor. Devlet o bölgelerde yatırım yapılmasına destek çıkmalı ve bu bölgelerdeki güvenlik ve altyapı sorunlarını çözmelidir. Bu sorunlar düzeltilmedikçe, terör sorunununda, işsizliğinde önüne geçilmesi bir hayal olarak kalır.
( İşsiz İşçi başlıklı yazı ahmet-seyhan tarafından 23.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu