‘Ben devrimciyim.’ Aman sus! Nereden çıkarıyorsun böyle şeyleri. Başımızı belaya sokma. Hem zaten devrim ne demek, bölmek mi istiyorsun güzel ülkemizi.
İnsanlarımıza, insan olduklarını unutturup birbirlerini katlettikleri dönemlerdi. Ve bir gün, halkımızın aydınlık bir güne uyanmak istediği bir gün, karşılarında askerleri buldular. İhtilal olmuştu. Düzelme yolunda gidilebilecek onca yol varken, birilerinin oyunuyla en kolay ve en acımasız yol seçilmişti. Karanlık aydınlığın üzerine çökmüş, Kenan Evren sonradan pişman değilim dediği; suçsuz, insanların da öldürüldüğü o çirkin darbeyi gerçekleştirmişti. Ne kadar kötü bir terim değil mi ‘darbe’?
Oysa insanlar anlamamıştı. Solcusu da, sağcısı da ülkesini savunuyordu. Pardon insanlarımız anlamıştı, ordu anlamamıştı veya Amerika mı demeliydim? Evet, sanırım oraya Amerika tabiri daha yakıştı. Soğuk savaşında bir arenaydı ülkemiz. Beyin yıkamada ideal bir ortam oluşturmuştu. Sırada tek bir şey kalıyordu. Fiili olarak ellerinde olan yönetimin resmiyet kazanması gerekiyordu. Kazandı da…
İsterseniz bırakalım o unutulmaz günleri, günümüze gelelim. Ülkemizde hala korkulan bir terimdir ‘devrim’. Aslında korkmakta haklılar. Neden mi? Devrimi bize yanlış aksettirdiler; solu, inançsızlığı, komünizmi sürekli birbirleriyle bağdaştırdılar. Asıl savaşı biz beyinde kaybettik. Devrim kelimesini ülkeyi bölmek olarak anladık. Günümüzdeki 1 Mayıs bayramlarında etrafı yakıp-yıkan, polise saldıran anarşist olduklarını iddia ettikleri kesimi biz devrimci gördük. Oysa devrimcilik demek Ahmet Kaya demekti. İnsanları fakirleştirip, olmayan bir işçi sınıfını ortaya çıkararak dünyayı sınıflara ayırmak istemek ne kadar ilerici bir devrim olur? Benim benimsediğim devrimcilik ezilen halkların elinden tutmak, ülkesini her türlü tehditlerden arındırmaya çalışmak, işçilerin sınıflaştırmadan da haklarını savunabilmek, zulme karşı gerekirse ortaya canını koymaktır. Bugün açlıktan ölen çocukların olduğu bir dünyada yaşıyorsak bu sadece devletlerin değil hepimizin sorumluluğudur. Devrim toplu halde fakirleşmek değil, toplum olarak refah düzeyinin artmasını sağlamak ve zenginleşmek olmalıdır. İnsanı yalnız insan olduğu için bile sevip, koruyabilecek, halkları ırk ayrımı yapmadan kardeş yapabilecek bir dünyanın ütopya olmadığını kanıtlamaktır devrim.
Şimdi sormak istiyorum. Hangisi daha korkunç devrim mi darbe mi? Hangisi ülkeyi bölme amaçlı? ‘Biz bu ülkeyi bölmek için değil, birleştirmek için vardık. Bunu anlamakta güçlük çektiler’ Ahmet Kaya’ya ait olan bu söz sizce doğru değil mi?
Ahmet SEYHAN
Yazarın
Önceki Yazısı