Öğretmen: Günaydın
çocuklar.
Öğrenciler:
Günaydııın.
Öğretmen:
Arkadaşlar bu yılın mezunları olarak sizlerle gurur duyuyorum. Sizlerden
isteğim en azından bu sınıfın yarısını üniversitede görmek istiyorum. Kızlar Okuyup da ne yapacak sözünü duymak istemiyorum.
Meslek sahibi olmasanız da ileride birer kültürlü anne ve baba olarak karşıma
çıkmanızı temenni ediyorum.
Berna: Tak tak; Hatice evde misin?
Hatice: Evdeyim evde kızlar var gel.
Berna: Merhaba arkadaşlar.
Kızlar: Merhaba merhaba.
Berna: Bakıyorum toplanıyorsunuz bana
haber vermiyorsunuz. Alacağınız olsun.
Hatice: Yok kız verecektim. Şimdi
telefon açacaktım.
Berna: Eee Tuba’yı da çağıralım.
Hatice: Gelir mi acaba? Ders çalışırdır.
Berna: Gelir gelir.
Zeynep: Kapı çalıyor. Tuba geldi
herhalde.
Zuhal: Ben bakarım. Aaa Tuba hoş
geldin.
Tuba: Hoş bulduk. Merhaba arkadaşlar.
Aman aman çaylarda hazırlanmış. Bakıyorum hepiniz el işi yapıyorsunuz. Toplu
kısmet falan mı çıktı?
Zeynep: Kızım biz senin gibi
Üniversiteli miyiz?
Tuba: Ne o elinizden mi aldım?
Zuhal: Almadın ama iyi bir yer
tutturamadık.
Tuba: Ben çok büyük yer tutturdum. Sanki
ODTÜ geldi.
Zuhal: En azından bir öğretmenlik falan
gelmedikten sonra okuyup ta ne yapacaksın?
Tuba: Yanlış düşünüyorsunuz bak
okumanın iyisi kötüsü yoktur. Kültür kültürdür. Bak sen bahçede çalışıyorsun. Bende
bahçede çalışıyorum. Sen akşamları el işi yapıp televizyon seyrederken ben ders
çalışıyorum. Bana göre şu elindeki oya yerine bir kitap okusan daha faydalı
olursun.
Hatice: O kitapları okuyuverince âlim mi olacağız?
Tuba: Belki olmayacaksın ama belki
geleceğin âlimini sen yetiştireceksin.
Zeynep: Arkadaşlar Tuğba haklı yanlış
yapan Tuğba değil biziz. Zaman devamlı geçmekte ama Tuğba zamanla beraber
ilerlemekte. Biz hâlâ lise mezunu olarak yerimizde sayıyoruz. Karar verdim
seneye bende ne tutturabilirsem okumaya çalışacağım.
Kızlar: Bende bende bizde…
Tuba: Okumak her zaman kültür getiren bir
şeydir. Okumanın bilimin öğrenmenin vakti, zamanı, yaşı ve mekânı yoktur.
7 Mayıs 2003’de yazıldı.