Hiçbir zaman bitmeyecek hayatın
çilesi...
O yüzden uyanmak istemiyorum.
Bırakmasın beni yaşamak denilen bu süslü rüyânın aldatıcı büyüsü...
Yokluğunda çok bilinmeyenli denklemler çözüyorum.
Ve yerine kimseyi koyamıyorum.
Sana değer veriyorum,
Kendimi kaybediyorum.
Ecele gitmek istiyorum bazen; acele gitmek istiyorum.
Önemli olan mutlu olmak değil mi?
Bütün ıstırapları unutmak için, durmadan kan kaybetmek yerine.
Neyse...
Belki de biraz karamsar bakıyorum.
Ama mutlu sona gelmeden kopan film şeritlerini görmek istemiyorum.
Unutmak istiyorum.
"Dünya kadar servetim olsa, unutmak için vermeye razıyım." diyorum ama...
Unutamıyorum.
Metabolizmam altüst olmuş ve işlevselliğini kaybetmiş benliğim ruhumdan da öte.
Baktığım her yerde ısrarla seni görüyorum.
Gözlerimi kapattığımda bile.
Senden başka her şeye kör bakıyorum yani...
Seni zaman zaman suçluyorum ama kendimi her zaman.
Ama en çok da zamanı suçluyorum.
Her şeye o sebep oldu.
İşte o
yüzden...
Bana nasihat verenlerden nefret ediyorum!..
Ama en çok da nasihat verilecek duruma düştüğüm için kendimden nefret ediyorum.
Biraz da içimdeki ağlayan çocuğu susturamıyorum.
Son defa söylüyorum;
Bu hayat denilen masalı dinledikten sonra, gözleri yoruldu gençliğimin.
Ben yine uyuyorum...
_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_