Anne...
Öyle bir girdabın içine düştüm ki...
Kifâyetsiz kaldı sitemlerimin çoğu
...ve bir türlü adam edemedim
içimdeki haylaz çocuğu
Keşke "Uyandın mı yavrum?"
desen
Ömrümü versem duyunca sesini
Yine ninniler söylesen
Silsen ruhumun pasını
Yanlış yerden başlamışım sanki
hayata
Devrik cümlelere dönmüş gibiyim
Hatıra defterimde kaldı o masmavi
gökyüzü
Sanki puslu bir savaşın muharibiyim
Şimdi bi' sürgün yeri adım attığım
her bahçe
Gülleri de barut kokuyor gittiğin
günden beri
Öz vatanımda bile mülteci oldum inan
Gözlerim buğulu, başım duman
Düşlerimi çaldılar anne
Düştüm dertlerin kucağına
Oyuncaklarım kırıldı bu âlemin
hoyrat elinde
Bir tebessümü bile unutturdular
Dert ziyafetinde karın tokluğuna
çalıştırdılar
Ey kuruntusuna özlem duyduğum!
Hani bana derdin ya;
"Hiç adam olmazsın..."
diye.
Haklıydın be anne!
Adam olamadım
Devrimci bir yönüm vardı
Düzene başkaldıran oldum
Afişlerle donattım şehrin bütün
duvarlarını
Azgın belâların denizinde ıslandı
gençliğim
Köpekten de köpek balıklarıyla
boğuştum her dâim
Mazlumlara cankurtaran oldum
Bir adam olamadım
Neden sonsuz istirahata çekilirken,
beni de yanında götürmedin sanki?
Yok muydu teneşirde bir kişilik yer
daha?
Neyse bana aldırış etme
Yağmur yağıyor anne
Şimdi müsaade
Beni düşünme!
Islanmaya alışığım
Sen rahat ıslan diye gidiyorum
Bir gül getirdim sana
Paramla aldım, merak etme!
Çocukken koparırdım hep yan
bahçedeki gülleri
Korkudan getiremezdim eve
Zaten yandaki ev de bizim ev de
yıkıldı çoktan
Geçmişin kokusu bile yok artık
Ha; unutmadan!
Eski eşyaların içinde buldum bu
fotoğrafı
Baktıkça beni hatırla
Ben görmek istemiyorum düne dâir
hiçbir hatıra
Mezarına son gelişim bu
Şimdi ağaran saçımla gidiyorum
Günahkâr ilân edildim en yalancı
dudaklarda
Masumu oynayanların nazarındaki
suçumla gidiyorum
Makbuldür ya muhabbetin özü;
O yüzden fazla uzatmayacağım sözü
Her uykunun sonunda güneş
vadedilirmiş yarınlara
Hayatsa tüm pencerelerini kapatırmış
yüreği yarımlara
Elveda...
_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_