Serinin ilk iki şiirini okudunuz mu?
Etrafındaki her şeyi boşluğa savurup
Baş döndürücü bir hızla ilerlerken zaman
Derin ve koyu düşünceler içindeydi canoğlan.
Artık bir karar vermeli
Ve kendisini deliler gibi seven
Çölde susuz kalırcasına õzleyen
Onun varlığıyla hayallerini süsleyen
Ve sevmekten bir an olsun bile vazgeçmeyen
Bu ihtiras, tutku, aşk ve arzu dolu kadına
Kararını bildirmeliydi.
Onun bu şekilde üzülmesine
Her gece, yalnızlık ve mutsuzluk içinde ağlamasına
"Lütfen dön, sensiz nefes alamıyorum
İçinde senin olmadığın bir hayatı istemiyorum" diyerek yalvarmasına
Aşkı için kendini heder edip, parçalamasına
Yüreği daha fazla elvermezdi.
Ve çok tedirgindi
Biricik aşkının hasretiyle yanıp tutuşan Leydi
Artık her şeyi göze almış ve her şeyi gözden çıkarmış bir vaziyette
"Eğer bana dönmez ve benim olmazsa canıma kıyarım" diyor
Ve gittiği her yerde, herkese, bunu açıkça deklere ediyordu
Leydi'nin şeytana uyup, bir delilik yapma düşüncesi
Canoğlan'ı endişe içinde yere çiviliyordu
Çünkü çaktırmasa da, belli ki içten içe o da Leydi'yi seviyordu.
Derken, canoğlan kulağına gelen
Ve ortalığı çalkalayan bir haberle silkindi
Haber, gerçek miydi, yoksa uydurma mıydı? tam bilemedi.
Söylentilere göre Leydi
Kendisini yıllardır taciz eden, peşini bırakmayan
Psikopat ayaklarında tehditler savuran
Hoşt'tan, pişt'ten, defol'dan, git'den anlamayan bir dallamanın karşısına mertçe dikilip
"Salyalı hoşhoş, beni bırak da, sen iz peşinde koş
Kalbim, yüreğim, ruhum, bedenim, hücrelerim ve genlerim, ağzına kadar
Tıkabasa canoğlan' la dolu, sana ise bomboş, seni salyalı dingil liboş" demiş
Onun ismini herkesin içinde, "salyalı" olarak ilan etmişti.
Anlatılanlara göre
Ezik, sevgi yoksunu, herkes tarafından itilen, horlanan
Hiçbir aşkına karşılık alamayan, zavallı sünepe bir adamdı salyalı
Sürekli horlanmak, dışlanmak ve adam yerine konmamak
Ruh sağlını, psikolojisini ve default ayarlarını bozmuş
Onu tacizci, tehditçi, şantajcı, paranoyak bir adam yapmıştı
Çünkü bir kez bile sevilmemiş, kucaklanmamış, başı okşanmamıştı.
Eğer söylentiler doğru ise Leydi, topu tam doksana çakıp
Kendisini tanrı gibi gören bu ucube salyalıya
Hayatının yumruğunu atmıştı.
Tabi bu
Ürkek, korkak, pısırık, kendini savunamayan kadınlardan hiç hoşlanmayan
Canoğlan'ın çok hoşuna gitti, pek memnun etti
Leydi'nin kredi derecelendirme notunu 5 puan daha yükseltip
Bu inovatif davranış ve ancak asil bir Leydi'ye yakışacak agresyon'dan dolayı
Onu takdir ve tebrik etti.
Ama bütün bunlar olup biterken
Canoğlan henüz daha sonuca ulaşamamış, doğruya varamamıştı
Beyninde kopan fırtınalar, zihnindeki depremler
Ruhundaki gel-git'ler ve kalbindeki git-gel'ler
Onu derinden yaralıyor, adım atamıyor, nefes alamıyor, huzur bulamıyordu
Bir yandan acılar içinde kıvranırken, bir yandan da Leydi'nin
"Sensiz yaşayamaaam, yokluğuna dayanamaaam, ayrılığına katlanamaaam" sözleri
Kulaklarında çın çın çınlıyordu.
Ne yapmalıydı?
Hem keder içindeki kendisi, hem de acılar içindeki Leydi'yi kurtaracak
Nasıl bir yol bulmalıydı?
Hazır salyalı ezik'de aradan çıkmışken
Leydi'ye bir şans verip
Meleğim
Aşkım
Canım
Sevgilim
Gülüm
Ömrüm
Soluğum
Nefesim
Hayatımın kadını
Vazgeçilmezim
Gelinciğim
Sümbülüm
Güneşim
Ay'ım
Yıldızım
Baharım
Yazım
Özüm
Gönül közüm
İki gözüm
İlk ve son sözüm
Bir tanem
Nar tanem
Nur tanem
Ruhum
Kalbim
Diyerek, onu bağrına mı basmalı
Yoksa, Leydi'nin kendisini bir daha hiç bulamayacağı ıssız diyarlara kaçıp
Ölene kadar, yalnız, acılar içinde, kederli, münzevi bir hayat mı yaşamalıydı?
Ayrıca, karar verirken
Kıskançlık krizine girip lokasyonunu kaybeden
İntikam ateşiyle yanıp tutuşan
Ve intikamını almak için her türlü kepazeliği, gözünü kırpmadan yapacak olan
Salyalıyı da unutmamalıydı.
Cebinden sigarasını ve çakmağını çıkardı
Bi sigara yakarak derin bir fırt aldı
Yavaşça başını yerden kaldırıp
Az ileride yaşlı gözlerle, aşk, tutku, ihtiras içinde bekleyen Leydi'nin
Gözlerinin içine baktı
Baktı
Baktıı
Baktııı
Baktıııı
Heyecandan dudakları titriyor
Kalbi küt küt atıyordu
Sigarasından son bir fırt daha çekip şöyle dedi,
Devam edecek...
Bu arada, bir yandan, telefonda "geldim, kapıdayım abi" diyen elemanına, "5 dakikaya çıkıyorum" diyip, bir yandan gömlek ve pantolon ve çoraplarını giyip, 5 boyoz ve iki yumurtayı gömerken, bir yandan da yukarıdaki hikayeyi yazıp, intro'suyla birlikte eklemek, hem çok zor hem de çok zevkli oluyormuş.Finaldeki bir çay kaşığı çörekotu yağı ve bir yemek kaşığı zencefilli bal da cabası.Ancak dişlerimi fırçalayamadım, dükkanda artık.
