Geçtiğimiz gün Savunma sanayiimizin gözbebeği bir kurumumuza, TUSAŞ a terör saldırısı yapıldı, 5 şehidimiz var. Allah mekanlarını cennet etsin, ailelerine ve milletimize sabırlar versin.
Savunma sanayiine şimdiye kadar sözlü saldırılar yapıldığına şahit olmuştuk. İlk defa silahlı fiziki bir saldırı gerçekleştirildi.
Savunma Sanayiimize, Savunma Sanayii şirketlerimize niçin saldırılıyor peki?
Malum, kuruluşu 1970 li yıllara uzanan Tusaş, Gökbey, Atak serisi helikopterler, Anka iha/siha, Hürjet eğitim ve hafif saldırı uçağı, 5. nesil Milli Muharip uçağımız Kaan, Göktürk Uyduları ve uzay sistemleri alanında çok önemli katkılar sunuyor savunmamıza.
Yıllardır Airbus firmasına önemli uçak parçaları üreterek, F-35 savaş uçakları projesinde orta gövdeyi üreterek havacılık sektöründe başarılarını kanıtlamış bu firmamız, ihracatımıza da ciddi destek sağlıyordu.
Ürettikleri ihalar / sihalar helikopterler diğer sistemler ordumuzun hem terörle mücadelesinde hem de caydırıcılığında önemli bir rol oynuyordu. Bu anlamda PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin hedefinde olması normal.
Diğer yandan ürettiğimiz savunma sanayii ürünlerinin dış pazarda önemli alıcılar bulması, diğer güçlü silah ve sistemler üreten ülkeleri, şirketleri doğal olarak rahatsız ediyordu. Diğer savunma sanayi şirketlerimizin ürettiği İhalar, Sihaların , Baykarın ürettiği Akıncı serisi sihaların gerçek savaş ortamlarında gösterdiği üstünlük ve başarılar, bu ürünlerimize talepleri artırmış, dolaylı olarak bu ürünlerde kullanılan Aselsan, Roketsan vb gibi milli firmalarımızın ürünlerinin de pazarları ve ihracatları gelişmeye başlamıştır. Şirketlerimiz birbirlerinin ihracatlarında kullandıkları bileşenlerin üretimlerini katlayarak artırmaya başlamışlardır. Örneğin Yurtdışından ithal edilen İha Siha ana kamera sistemlerine ambargo konulmasından sonra Aselsan kısa sürede bu kameraları üretmiş, hem Baykar, Tusaş gibi firmalarımız yurtdışından döviz ödeyerek ithalat yapmaktan kurtulmuş, hem yazılımı üretimi milli olan bir sisteme kavuşmuş, hem de üreticisi Aselsan bu alanda kendisine hem milli firmalarımız için hem de başka ülkelere satmak için önemli ticari potansiyel kazandırmıştır.
Hava araçları yanında Kara ve Deniz araçlarının üretiminde de çeşitli firmalarımız önemli başarılara imza attı.
Altay Tanklarının 1500 HP motoru ve aktarma organları gurubu BMC firması tarafından yerli ve milli olarak üretildi, ilk motor bugünlerde testler için Tanka entegre edilecek, seri üretimi çok yakın. İlk partiler Kore motoroyla üretilirken testleri tamamlanan milli motor da üretime alınacak. Roketsan bütün savunma sanayii silahlarına mühimmat üreterek hem ithalatın önünü kesmiş hem de ihracata katkı yapar hale gelmişti. Kale firması yıllık 500 adet füze motoru seri üretimine başlamıştı ki bu füze motorlarını da ithal ediyorduk.
Neticede savunma sanayii şirketlerimiz farklı alanlarda birbirlerinin eksiklerini tamamlayarak, saha tecrübelerini birbirlerine aktarıp geliştirilmesini sağlayarak, hem kendi ürünlerini geliştirip çeşitlendirmeye hem de ihracat pazarlarını genişleterek, lider ülkelerin pazarlarını rahatsız etmeye başlamıştı.
Sadece bu ekonomik nedenler bile Savunma Sanayiimizin yok edilek istenmesinde önemli olabilir. Bizim konum ve konjonktürümüz nedeniyle terör örgütlerinin de hem kendi varlıkları için hem de kendilerine ihale edilen görevler için radarında olduğu düşünülebilir.
Siyasetten bağımsız olarak bu savunma sanayii şirketlerimizi korumak da devlete düşer.
Kısır siyasi çekişmelere malzeme yapılarak zayıflatılması yok edilmesi ancak ülkemiz düşmanlarının işine yarar.
Ülkeyi kim yönetirse yönetsin, bu kazanımlar heba edilmemeli.