Kaplamış etrafımı zifiri bir karanlık
Yarıp nurlu şafağı daim görmeye geldim,
Uçarken nefis kuşum ta yalçın kayalarda
Kibrinin kanadını vurup kırmaya geldim.
Ağlarım zindanlarda ben bi-ümid ve mahzun
Biçareyim elimden tutanı sormaya geldim,
Feyze muhtaç inliyor feyizden bomboş ruhum
Nasıl dolar bilmem ki? işte dolmaya geldim.
Nadide yetişmiş gül bahçesinde gülleri
Demet demet toplayıp ben de dermeye geldim,
Beynimi parçalayan suallerin sırrına
Nedir gizemi çözüp, asla ermeye geldim.
Dolaştım enginleri ruhum mekan tutmadı
Hicranlı gönülleri açıp girmeye geldim,
Kendi başına savruk nakıs-akıl başımı
Uslansın diye, taştan taşa vurmaya geldim.
Damla damla dökülen kanlı gözüm yaşını
Silip de, şöyle bir lahzacık gülmeye geldim,
Çözümsüz bilmeceler... boğulmuşum altında
Varsa bilen söylesin ben de bilmeye geldim.
Nuri Baş
Yazarın
Önceki Yazısı