Nice asırlar geçmişti Adem’den beri
Sapıklıkta hudut tanımayan insanlar
Doldurmuştu Mekke’yi, Medine’yi.
Ay, güneş,yıldızlar, Kabe şahitti
Şahittiler dökülen kanlara…
Talan edilen yurtlara, diri diri toprağa gömülen masum kızlara.
Şahittiler elle yapılan putlara tapınanlara
İnsanlık insanlık olalı belki de görmedi böyle vahşet.
Şafak karanlığın en koyu olduğu zamanın peşinden doğarmış.
Bir nur bekliyordu karanlık.
O nur doğdu Mekke’de.
Hira da parladı.
Yayıldı da yayıldı
Önce gönüller aydınlandı
Sonra Mekke
Kabe’de putlar yüzüstü..
Cehalet de yüzüstü.
Cehaletin babası da…
“Güçlü benim” diyenler birer birer serildiler yerlere.
İki cihanın Sultanı gelmişti dünyaya.
Bütün kainat bir olsa o nuru söndüremezlerdi.
Nurun gönderen kainatın yaratıcısı olunca
Ebucehiller, Ebulehebler
uğraştılar boşuna
Oklar,yaylar, kılıçlar hak davasının mücahitlerini cennete, karşı çıkanları cehenneme gönderdi.
Hesabı soruldu kumlara gömülen masum kızların
Despotların makamı yerle bir oldu.
Burunları sürtüldü zalimlerin.
Ucunda işkence de olsa ölüm de olsa ne peygamber vaz geçti davasından ne de o kutlu yolun yolcuları.
Bir nur doğdu Mekke ufuklarından
Medine’ de karar kıldı.
Adalet geldi dünyaya.
Yetimlerin başı okşandı
Müşfik bir el mazlumların gönlünü aldı.
Gözyaşları dindi.
Efendi ile köle aynı sofraya oturdu.
Kardeşler öz nefislere tercih edildiler.
Cennet için canlardan vazgeçildi.
Hazreti Muhammed vardı dünyada.
Alemler nura gark oldu.
Asr-ı saadetti o asır.
Zulüm bitti gözyaşları dindi.
Can düşmanı olanlar candan kardeş oldular
Cana kıyan caniler karıncayı incitmez oldular.
“Dünya benim” diyenler dünya kadar malları fakirlere dağıttılar.
Sen öğrettin bütün bunları Ya Hazreti Muhammed.
Bize insanlığımızı, Kulluğumuzu
Merhameti, şefkati, saygıyı, sevgiyi öğrettin.
Rabbımızı tanıttın bize.
Bir avuç sahabenle başladın davana şimdi milyarlara ulaştı müminlerin.
Ey insanların efendisi canım yoluna feda.
Yeter ki sen bana “razı olduğum ümmetimdensin” diyesin.
Salat ve selam sana olsun ey iki Cihan sultanı.
Nuri Baş
Yazarın
Önceki Yazısı