Silahlı kuvvetler,Militarist güçler,Silah sanayi vb. kurumlar birbirinin dostlarıdır.Çünkü birbirinden nemalanıyorlar,kendini farklı görüyorlar,barışı sevmiyorlar.İnsanlığın selameti bu güçlerin zayıflaşmasından, normalleşmesinden geçer.Ben de medeni bir insan olarak aşağıdaki nedenlerden dolayı,bedelli askerliğin çıkmasını ,bir ilerisi olan Profesyonel ordunun oluşmasını istiyorum,Ordunun Milli Savunma Bakanlığına bağlı olmasını bekliyorum.

1-Mukavemet gücü yüksek bir ordunun oluşması,
2-Vatandaşlarımızın hayatından verimsiz bir sürecin çıkması,
3-Ordu bütçesinin millete yükünün hafiflemesi için,
4-Vatandaşın üniforma karşısında kendini savunabilme cesaretinin kırılmaması için,
5-Askerlerin vatandaştan bir farkının olmadığını anlayabilmeleri için,
6-Genel Kurmayın Ülke gündeminden düşmesi için,
7-Dünyanın ülkemize kuşkuyla bakmaması için,

Maddeleri gerekçeleriyle açıklamaya çalışayım

1-Mukavemet gücü yüksek bir ordunun oluşması,
Acemi asker,kıdemli er,günü sayılı neferlerle günümüz askerliği yapılmaz,belki 50 yıl önce yapılırdı, ama bu gün artık mukavemet gücü yüksek askere, uzman muhariplere ihtiyacımız var.Özellikle terörle mücadelede olur olmaz yetersiz kalınıyor,şehit veriliyor,ülkemize dert ve keder geliyor.Gayri nizami harp bu tarzla yapılmaz,uzman askerlerin işidir.

2-Vatandaşlarımızın hayatından verimsiz bir sürecin çıkması,
Her erkek vatandaşımızın ömründen hayatının en verimli döneminden 15 ay gibi hatırı sayılır bir kesit heba olur.Gerçekten kayda değer bir nitelik kazanmaz,üstelik üstleri anormal iseler devlete de soğur,boynu bükük,kalbi kırık evine döner ve o sıkıntı hep içinde kalır.Bilen bilir askeri üniforma icabı insan ne sıkıntılara göğüs geriyor.Sanki bilmeyen var?

3-Ordu bütçesinin millete yükünün hafiflemesi için,
Bildiğimiz gibi Ordu caydırıcı güç olarak varlığını sürdürüyor,ve her miletlim odlusu var,olmaya oluşturmaya hakları vardır.Ancak unutulmamalıdır ki tüketici bir kurumdur,dolayısıyla bütçesinin bir kısmı belki de büyük bir oranda bu vesileyle karşılanması fevkalade önemlidir.askerliğini yapan vatandaş da bu vesileyle daha rahat askerlik yapacak ve daha çok lojistik düzeyde vatani vazifesini yapacak.

4-Vatandaşın üniforma karşısında kendini savunabilme cesaretinin kırılmaması için,
Askeri gözümüzde yabancılaştırmış vaziyete geldik,sanki layüselmiş gibi algılıyoruz,belinde silahı bağırıp çağırabilir dövebilirmiş gibi görüyor vatandaş,bize tuhafta gelse bu böyledir.Askerken bir Binbaşı şöyle demişti ordu malına zarar vermek suçtur,cezası ağırdır örneğin ben ordu malıyım.bana zarar veremezsiniz.gel de buna karşı kendini savun hemen TSK zırhı karşınıza çıkıyor.

5-Askerlerin vatandaştan bir farkının olmadığını anlayabilmeleri için,
Yetki ve inisiyatif daha çok sivillere kalır,silahlı kuvvetler kutsallık kavramında uzaklaşır,işini yapan asker değer kazanırken, yanlış yapan asker de vatandaş gibi sorgulanır yargılanır. Gerekirse görevden alınır.


6-Genel Kurmayın Ülke gündeminden düşmesi için,
Arkadaş bu ülkenin Cumhurbaşkanı var,Başbakanı var,Milli Savunma bakanı var,bakıyorsunuz, ilgisi olmayan askerin başı yerli yersiz konuşuyor.Eğer paralı asker-profesyonel ordu gelirse bu yaklaşım ortadan kalkacak ya da en azında ben öyle inanıyorum.


7-Dünyanın ülkemize kuşkuyla bakmaması için,
Bu haliyle dünya ülkemize kuşkuyla bakıyor,neredeyse dış ilişkilerimize bir asker de çağıracaklar sanki “dış işleri onu bunu diyor da acaba ordu ne der” gibi bir hava vardır.yani bu sıkıntılar altında Hükmet hüküm etmekte zorlanıyor,vatandaş izdirabını çekiyor

Bedelli askerliğin,Profesyonel ordunun oluşmasını istiyorum.Medeni bir vatandaş olarak bu benim hakkımdır.Tabi, hele bakalım hangi yargı üyesi bu yazının satırları arasında ne arar? artık bu memlekette başıboş ve yersiz açılan davalardan bıktık,bürokraside ki soruşturmaların çoğu dedikodulardan ibarettir,yeter ki bir iş olsun vatandaşın peşine düşelim,kendimizi boşlukta his etmeyelim önemimiz ortaya çıksın.
Ama biz vatandaş olarak bu yanlışı cesaretimizle kırmalıyız,kıracağız da.

Selam ve sevgilerimle.
e.kaya
( Bedelli Askerlik Profesyonel Ordu başlıklı yazı Eyüphan KAYA tarafından 24.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu