Zaman bir aynadır, kırık dökük,
Geçmişin yankısıdır her bir kök.
*
Umut bir bulut, gökyüzünde nazlı,
Gerçek, sislerin ardında saklı.
*
Yollar çatallanır, belirsiz ufukta,
Her seçim bir iz bırakır ruhumda.
*
Hayat bir nehir, akışı meçhul,
Her damlası anılarda mahfuz.
*
İnsan bir yolcudur, yorgun ve sessiz,
Kalbindeki ateş bazen sönmüş, bazen iz.
*
Kelimeler köprüdür, suskunluğa inat,
Her harf bir çığlık, her cümle bir kanat.
*
Dünya bir sahne, perde açılır kapanır,
Her hikâye bir gün sona dayanır.
*
Umut yine doğar, küllerden âzâde,
İnsan direnir, sonsuzluk murâd eyle.
*
26.01.2025 Ankara
Durmuş Ali ÖZBEK
Eğitimci Yazar
Kültür
Bakanlığı Halk Şairi
*
Mahfuz: korunmuş, saklanmış, saklı.
Azade: başıboş, bağımsız, özgür, erkin
NOT: “Şiirin
anlamı şairin karnındadır.” derler.
Derler
de okuyucu eğer bir şiiri okuduysa kendi dünyasında bir yerlerde bir kelime de
olsa bazı kırıntılar ortaya çıkarır. İşte o kırıntıları yazmak/yazabilmek yorum olarak değerlendirilir. Yoksa benim aşağıda
yapacağım bir analiz gibi bir beklenti içine girmek başlı başına bir absürtlük
olur. Şiir bir kırıntı bırakmadıysa kişide illa da ben yorum bekliyorum demek
de absürtlüktür.
“Ben
şu arkadaşa yorum yazdım, o da bana yazsın.” beklentisi kesinlikle yanlıştır.
Bir şiir sitesinde şiir yayınlamaya başlamıştım. Daha üçüncü gün benim mesaj
kutuma bir mesaj düştü ve “Sen benim
önceki şiirlerime sonradan yorum yazıyorsun, ben gününde yazmanı beklerim…”
gibi kapris dolu mesaj alınca o sitede şiir okunmadığı, herkes birbirini taltiflerini
sunduğunu öğrenmiş oldum.
Düşüncelerim
bir daha o beklenti içinde olanlardan uzak durmaya itti beni. Sitenin Ana Sayfasında sıradan
şiir yayınlamış bir arkadaşın şiirini açıyorum ve kendimce bir değerlendirme
yapıyorum. İllaki bir beğensin ve yorum yapsın düşüncesinden uzak olarak.
Ben
“Mavera” dergisi ekolüyle yetiştim. Bizler şiirimizin eksiğinin fazlasının
eleştirisi yapılarak yetiştik. Gerçeğini
sorarsanız edebiyat ve şiir sitelerinde bu tür açıklayıcı yorumlardan hiç
görmedim desem doğrudur. Affınıza sığınırım.
Her
neyse bugün üzüldüğüm tek bir nokta var. 235 defa tıklanmış bir şiirde bir arkadaşımız
da çıkıp bir yorum niyetine, “Bugün
yazdığınız şiirden ben hiçbir şey anlamadım.” diye yazılmadığına üzüldüm.
Onun için de; mademki “Şiirin anlamı
şairin karnında saklı.” Ben de tüm okuyucularımın affına sığınarak bir analiz
yapma zahmetinde bulunayım dedim. Buyurun bu anlaşılmayan şiirime dair kendimce
analizim.
“ZAMANIN İZİNDE” ADLI BU ŞİİRİN BİR ANALİZ
“Zaman
bir aynadır, kırık dökük,
Geçmişin
yankısıdır her bir kök.”
Zamanın
akışını ve geçmişin izlerini derin bir şekilde yansıtan bu dizeler, hayatın
sürekliliğini ve köklerimizin önemini vurguluyor. Şiirsel bir dille ifade
edilen bu düşünceler, bireyin geçmişle olan bağını ve onun bugünkü varoluşuna
etkisini düşündürücü bir şekilde ele alıyor.
“Umut
bir bulut, gökyüzünde nazlı,
Gerçek,
sislerin ardında saklı.”
Bu
dizeler, umut ve gerçeğin birbiriyle ilişkisini metaforik bir şekilde ele alıyor.
Umut, gökyüzünde zarif bir bulut olarak tasvir edilirken, gerçek ise sislerin
ardında gizlenmiş bir olgu olarak betimlenmiş. Şiirsel bir dille, insanın
hayaller ve gerçekler arasındaki dengeyi arayışına işaret eden etkileyici bir
anlatım sunulmuş.
“Yollar
çatallanır, belirsiz ufukta,
Her
seçim bir iz bırakır ruhumda.”
Hayatta
alınan her karar, gelecekteki yolumuzu şekillendirir. Bu dizeler, seçimlerin
ruhumuzda bıraktığı derin izleri ve belirsizliğin yarattığı düşünceleri zarif
bir şekilde ifade ediyor.
“Hayat
bir nehir, akışı meçhul,
Her
damlası anılarda mahfuz.”
Hayatın
bir nehir gibi akışı, bilinmezliklerle doludur. Her anı, geçmişin izlerini
taşıyan bir damla gibidir. Bu dizeler, yaşamın derin anlamını ve zamanın
geçiciliğini düşündürür nitelikte. Şiir, insanın anılarla kurduğu bağa dikkat
çekerken, aynı zamanda geleceğin belirsizliğine de vurgu yapıyor.
“İnsan
bir yolcudur, yorgun ve sessiz,
Kalbindeki
ateş bazen sönmüş, bazen iz.”
Bu
dizeler, insanın hayat yolculuğundaki yorgunluk ve duygusal dalgalanmaları
zarif bir şekilde ifade ediyor. Kalpteki ateş, yaşam enerjisini ve tutkuyu
simgelerken, bazen sönmesi veya iz bırakması, insanın karşılaştığı zorlukları
ve deneyimleri yansıtıyor. Şiir, sade ama derin bir anlatımla okuyucuyu
düşünmeye sevk ediyor.
“Kelimeler
köprüdür, suskunluğa inat,
Her
harf bir çığlık, her cümle bir kanat.”
Şiirsel
bir anlatımla, kelimelerin gücüne vurgu yapılmış. Harflerin ve cümlelerin birer
ifade aracı olarak tanımlanması, iletişimin derinliğini ve önemini etkileyici
bir şekilde yansıtıyor. Bu tür bir yaklaşım, dilin sadece bir araç değil, aynı
zamanda duyguların ve düşüncelerin taşıyıcısı olduğunu da hatırlatıyor.
“Dünya
bir sahne, perde açılır kapanır,
Her
hikâye bir gün sona dayanır.”
Hayatın
geçiciliğini ve her şeyin bir sonu olduğunu vurgulayan bu dizeler, insanın
varoluşuna dair derin bir felsefi bakış sunuyor. "Dünya bir sahne"
metaforu, yaşamı bir tiyatro oyunu gibi görerek, her bireyin bu oyunda rolünü
oynadığını ve perdenin sonunda kapanacağını hatırlatıyor. Bu bakış açısı, hem
kişisel hem de evrensel anlamda zamanın değerini anlamamıza yardımcı olabilir.
“Umut
yine doğar, küllerden âzâde,
İnsan
direnir, sonsuzluk murâd eyle.”
Bu
dizeler, insanın umudunu ve direncini vurgulayan derin bir anlam taşımaktadır.
Küllerinden yeniden doğan umut, insanın zorluklara karşı koyma gücünü ve
sonsuzluk arzusunu sembolize eder. Şiirsel bir ifadeyle, yaşamın mücadele ile
şekillendiği ve umudun her zaman var olduğu hatırlatılmaktadır.