Koca İstiklal
Bir milletin en bütünleştirici unsurlarından biri dildir. Toplumda gerekli ses ve anlatım kurallarını benimseyen çok gelişimli bir sistemdir. Toplumdaki iletişimde düzeni sağlar. Bir ülkenin kültürünü, maneviyatını, gelişimini ve daha birçok şeyi dil temsil eder.
Kısacası dil, bir milletin en temel unsurlarından biridir. Bunun nedenlerinden biriyse içimizdeki duyguları, gücü ve ahengi en güzel şekilde yansıtmak, nesilden nesile en kolay ve kalıcı bir şekilde aktarabilmektır. Tıpkı eski zamanlarda yazan şairlerimizin şiirlerini bugünlere kadar ulaştırabilmesi gibi. Bu da “Söz uçar yazı kalır.” sözünün bir kanıtıdır. Bir milletin ifade ettiği sözler içlerindeki duyguları, inançları ve umutlarını temsil eder. Bu yüzden her millet için yazılan marş, halkın içindeki vatanseverlik ve milliyetçilik duygusunu açığa çıkarır.
Bu yüzden Kadim Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan “İstiklal Marşı” adlı şiirimiz bu büyük başarısı ile milletimizin milli marşı olarak seçilmiştir. Hala da milletimiz tarafından gayet hür bir şekilde söylenmekte, anılmakta ve nesilden nesile aktarılmaktadır.
Mehmet Akif Ersoy, birden fazla eserde izi olan, birçok gazatede adı geçen Kurtuluş savaşı, 1. Dünya savaşı gibi milletimizin hürriyeti ve geleceği için oldukça önemli birçok savaşta çokça emek vermiş bir vatan aşığıdır. Kendisi 20 Aralık 1873’te İstanbul’da Fatih ilçesi’nin Sarıgüzel mahallesinde dünyaya gelmiştir. Kurtuluş döneminde Maarif Vekaleti, o dönemlerde bir Milli marşı olmadığından ötürü rehavete kapılan millet için bir Milli marş yarışması düzenler.
Amaç, halkın moralini tazelemek ve inancını yüksek tutmaktır. Yarışmaya yaklaşık 724 eser sunulur lakin bunlardan hiçbiri gereken milli duyguyu, inancı ve ahengi benimseyecek kadar potansiyel sahibi değildir. Katılanlar arasında Kazım Karabekir, Suat Yalçın ve Kemalettin Kamu gibi şairlerin yer aldığı bu yarışmaya Mehmet Akif Ersoy katılmamıştır. Çünkü Mehmet Akif Ersoy, bir milletin elde ettiği başarılarının parayla kıyaslanmasını ve övülmesini doğru bulmuyordur.
Mehmet Akif’in yarışmaya katılmaması, başta Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey olmak üzere birçok kişi tarafından fark edilir. Zaten sunulan 724 şiirde hiçbir potansiyel görülmemiştir. Bunun üzerine Hamdullah Suphi Bey 5 Şubat 1921 tarihinde Mehmet Akif’e bir davet mektubu yazar. Mehmet Akif’in kararı değişir ve bu durum, Taceddin Dergahındaki odasına çekilip marşı yazmasına vesile olur. Mehmet Akif öyle bir durumla karşı karşıya gelir ki bu on kıtayı odasından hiç çıkmadan kaleme alır. Hatta bir arkadaşının odasına girdiğinde duvara kanla kazılmış bir mısra gördüğünden bahsettiği söylenmektedir.
Nihayet marş tamamlandığında Mehmet Akif’in şiiri önce cepheye gönderilir. Daha sonra cephedeki askerler tarafından okunup çokça beğenilince şiir, önce 17 Şubat 1921 tarihinde Hakimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetesinde yayımlanır. Yayımlanmasının ardından yaklaşık on gün geçtikten sonra Konya Öğüt dergisine de ilham kaynağı olur. İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde mecliste Hamdullah Suphi Bey tarafından okunur. Meclis, şiiri gözyaşları içinde dinler ve bitiminde ayakta alkışlar. Şiir, saat 17.45’te milli marş olarak kabul edilir.
Zamanla şiire karşı eleştrilerde bulunanlar olmuştur ve bu eleştrilerin başında en sert olanlar Kazım Karabekir’e aittir. Her ne kadar şiirin bestelenmesi ülkenin savaş durumundan ötürü ertelenmiş olsa da 1924 yılında ilk bestecisi olan Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi ile kabul edilir. Yarışma bitiminde Mehmet Akif, ödül niyetine verilen 500 TL’yi Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş eğitimi veren ve cepheye kıyafet üreten Dar’ül Mesai vakfına bağışlar.
Bir milletin birliği, beraberliği, desteği ve inancının en büyük meyvesi Milli marşıdır. Çünkü tarihte edilen mücadeleler elbet bir gün koyu bir mürekkeple önce yüreklere sonra da tarihe kazınmayı hak eder. Milli mücadelesiyle akıllara kocaman ve koyu harflerele kazınan Türkler, İstiklal’in ve tarihin en büyük örneklerinden biridir. İnançlarını daima diri tutarak varını yoğunu ortaya koyan, canını malını vatanına feda edip bugünlere ulaşmamızı sağlayan, bugün bu topraklara hür bir şekilde basıp rahatımızdan ödün vermeyerek yaşamamızı sağlayan başta Atamız olmak üzere tüm mehmetçiklerimize sonsuz şükran ve saygılarımızı sunuyoruz.
Milleti için hiçbir desteğini esirgemeyen, gücüyle, ilhamıyla adını ulu bayrağımız gibi yüreklerde dalgalandıran kadim şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u tüm sevgimiz ve minnetimizle anıyoruz. Ebediyen nezih kalacak çelik yüreklerinizle ilerleyeceğimize yürekten yemin ediyoruz. Kadim Şairimizin de dediği gibi; Allah bu ülkeye bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!...
12 Mart 2025
Rüya
(
Koca İstiklal başlıklı yazı
Hayat Işığı tarafından
18.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.