zamanın göğsünde kırık bir saat

yelkovanlar dönmüyor, akrepse zifiri karanlık

her an, her saniye içimde bir yankı

kimsesiz bir notanın son tınısı dahil

 

martıların kanadından düşüyor akşam şehre

oltadaki balık misali, can simitleri dahil

kıyıya vuran her dalga, sanki hatıralar

her köpükte paramparça, ben dahil

 

bu şehir, sokaklar, izmarit dolu şu kaldırım

her köşede unutulmuş adımlar dahil

bir rüzgar esiyor, hırçın ve hoyrat

saçlarımda savrulan eski aşklar dahil

 

bir fırtına kopuyor içimde, sessiz ve derin

köklerinden kopmuş ağaçlar dahil 

gökyüzü çatlıyor, yıldızlar oldukça aksi

kararan bulutların altında, kaybolan ay dahil

 

gecenin karanlığında yankılanan çığlıklar

kimsesiz sokak lambasının altında titriyor 

yarının gölgesinde saklı her düş

sabaha varmayan umutlar dahil

 

çocukların ağladığı kaldırımlarda

kirlenmiş balonlar, yırtık bir ayakkabı dahil

babasını savaşta kaybetmiş, annesinin sesine muhtaç

bu kimsesizliğin ortasında, o masum gözyaşı dahil

 

bir mektup yazıyorum, hiç gönderilmeyecek

adresler silinmiş, pulları on paraya yalamak dahil 

kağıt kokusunda hüzünlü bir veda

mürekkebe bulanmış kalbim dahil

 

bir bardak kırılıyor masada, yankısı uzun

içinde söylenmemiş cümleler dahil

zamansız dökülüyor dudaklarımdan

sessizliğe gömülen kelimeler dahil


bir nehir akıyor, akışında hüznün izleri

suyunda kaybolmuş yeminler dahil

her damlasında geçmişin sağır uykusu

dibe çökmüş hatıralar, derinlik dahil

 

bir düş kapanı asılı rüyaların kapısında

çözülmeyi bekleyen sırlar dahil

her düğümde bir hayat, her iplikte bir umut

sabaha erişemeyen dualar dahil

 

bir kelebeğin ömrü kadar kısa sevinçler

kanatlarında taşınan ince keder dahil

gölgesinde titreyen bir yaprak gibi

dalından kopan her varlık dahil

 

bir kentin göğsünde yankılanıyor sirenler

yıkılmış duvarlar arasında, ölüm de dahil

yaşamak da iyi bir seçenek

göğe yükselen haykırışlar dahil

 

bir beşik sallanıyor, bomboş ve sessiz

kundakta kalmış son kokusu dahil

ölümün soğuk nefesi dolaşıyor caddelerde

kurumuş çiçekler ve çelenkler dahil

 

bir çocuk var, gözleri büyük ve kör

elinde tahta bir tüfek, kırılmış namlu dahil

sokağın ortasında patlamış bir oyuncak 

gülüşlere karışan çatlak sesler dahil

 

sonunda sönüyor ışıklar, perde kapanıyor

her bakışın ardında gizlenmiş sırlar dahil


bir nefes, derin bir iç çekiş bu haykırış

her hecesinde kaybolan masumiyet dahil


bir can yitip gidiyor, sözün bittiği yerde

yerde yatan her can, sen, ben, biz dahil


kokuşmasın diyedir elbet yerdeki cesetler

cennet ve cehennem dediğin; sen, ben, biz dahil


şimdi eşikte solgun bir düş fırtınasıdır öngörülen

gözlerine mil çekilen, cümle cihan dahil


topuna kibrit çöpü desem değil

bu devranın kökü kurumalı, yedi cihan dahil


Mehmet Gökhan Damar
( Dahil başlıklı yazı Gökhan Damar tarafından 28.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu