Sana gelişim, bir nehrin denize boyun eğişi gibi;
kendi yatağını terk edip
sonsuz maviliğe gömülmek için.
Hiçbir mücevher yok avuçlarımda,
ne de gözlerinin parıltısına benzeyen bir menfaat.
Sadece kalbimin sessiz kıyamı var,
adını her atışta ezan gibi okuyan.
Seviyorum seni,
suretine dokunmadan,
tenine sığınmadan,
yalnızca varlığının çıplak hakikatine.
Bu sevda,
ne bir karşılık ister,
ne de alkış.
Sana uzanan ellerim,
dönüşü olmayan bir yolun haritasıdır;
geri dönmez, çünkü dönmek ihanet olur.
Ey adını bile kıskandığım varlık!
Gözlerinin içinde değil,
ruhundaki susuz çöllerdeyim;
orada, dudaklarım kururken bile
senin adın su olur bana.
Ben seni ölümüne seviyorum;
mezar taşına kazınmayacak kadar derin,
toprağın bile bilmeyeceği kadar
gizli ve sonsuz.
Çünkü seni,
‘sen’ olduğun için seviyorum;
ne gülüşün için,
ne toprak kokan ellerin için,
ne de yanağındaki 'ben' için,
yalnızca ‘var’ olduğun için,
ve o varlık,
benim bütün yokluklarıma rağmen
bana hayat verdiği için.
(
Ruhundaki Susuz Çöllerdeyim başlıklı yazı
AliHaydar tarafından
30.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.