çok şükür ….. kii
korkduğum başıma ğelmedi
gapıldık bi iş öğrenme telaşesine
günler su ğibi geşdi ğetdi
onsekizinci ğüne ğadar saydım
ondan sonra unutdum saymayı
geceleri, yatağın içinde gözlerimden
acı acı yaş boşanırdı
“ebem sağ mıdır ki
bi da görebilcen mi ki.”
“halamı birine verdiler mi ki
düğününde bari oynayabilecen mi
köyde olsaydım düğününde
“atbaşı” dutardım hiş değilise
valla çobana yabana verdirmen
kim olu(r)sa ossun köye varırına varmaz
atbaşı paramı alırın
emme okumuş mamir biri olu(r)sa
bu “köy eski adeti”nden cayarın,
ayıp olu valla
emme halam benim hediyemi ayırmıştır
sağolsun beni bek sever
beni hep guca(ğı)nda yatırıdı
gece boyu üsdümü örter
üsdüme titrerdi
zavallı; heş deği(l) mamir birine varı da….
köyden file ğederse
gurtulu ğede(r)
………….
mamir birine varı(r)saa
beni yanında götürüp okudacağıdı
ya gocası olcak şey isdemezse
şe(hir)erli olu(r)sa isdemez tabi,
hiş değilise ilk sene uzak durmalı
ne de olsa -cicim ayları-
ha! n’olur tecil ederin bi tahakı seneye
o arada ağzında girer burnundan çıkar
kendime mut ederin enişdeyi evelallah
ha okumuş mamir, ha şeherli
gafaları bek basmaz
ketempereye getirin i(n)şallah
emme hiç isdemezsee ……….
valla o ğözellikde biri
kocasına isdediğini etdiri
akıllı, cazı[1], uzun saşlı,
upuzun boylu,
halam gibi biri olsa valla gaçırman
ya da gaçırın
o’nun gibi biri az bulunu valla
hani Allahın işi-ğücü yoğukana
özene bezene yaratmış derler ya
ta öyle,
halam bidene
gıralıça
hele gözleri,
bi ğözleri varıkıı
değme dünya gözeline daş çıkartdırı
el hasıl; halamı alan yaşadı
gerçi köyün deliğannıları
hep onun hayalını ov(k)şayo emme
halam heş birine gulağ asmazdı
assa bilmen mi
bizim evin yolundan sağa-sola,
olmadı aşşa-yokarı
halam uçu[2] geşdikleri bellim bellim besbelli
damımızda, pençeremizde
bütün genşlerin gözleri
emme o; onnarı ğördükçene,
yaka silkerdi
burun gıvırı(r),
gafasını çeviridi
haz etmezdi,
huysuzlanırdı,
sinirlenirdi,
öyle zamannarda
yerden bi daş alıp da
adamın gafasına yandırasım[3] gelirdi
hatda bi keresinde de
halı dokumaya gelennerden biri
yaş tahtaya yan bastı hani
belli ga(y)ri ya agasından nekdip getirdiydi
halam bi aksilendi,
gözlerini bi çelertti kii;
“-bak bacım
böyle şeyler getirmeğ uçu geliyosan
bi ta[4] gelme” dedi
hinci saçını başını yolcak deye ödüm sıtdı
köpürdü de köpürdü,
o an halam gözümde dev gibi böyüdü
net(i)çede
ne o ğız gakıp-gedebildi
ne de bişiy deyebildi,
öylen ekme(ği)ne bile gakmadılar
ağşama ğadak gakmamaca halı dokudular
birbirlerine vuruyomuş gibi
kirkit vurdular,
atkı atdılar,
işde dedim işdee
bi adamın alca(ğı) gız böyle olmalı
at gibi kişneycek,
emme çitme de atacak
yerine ğöre guyru(ğu)nu tozutacak
binerken de
yanında gezdiriken de
ille at, hemi de Kekliğoğlunun
gelin alınan beyaz at gibi..
ben alıkana bakacan
halam gibi mi..
tamam