sırf zenginler deye onnara varacak
herkeşin getirdiği nekdibi alcak
bana gel deyene gaçacak değil ya
hemi zengin olsalar n’olcak
gız’ca(ğı)z oğün gakıp gedemedi emme
ertesi ğünde ğelemedi
zavallı
kendileri deği ki,
işleri zengin valla
görmeyon mu,
çoluk-çocukları
daha zabahın zeherinde
kimi sürünün peşinde
kimi çiftin gıçındalar
garıları demişsin,
eğile-eğile ahır-hayat,
süpürcez, süt sağ(a)ca(ğı)z deye
gasgambır galmışlar,
uyku yok, dünek yok
el içine çıkıvıcaklayın
üst-başları[1] yok
get neneyen ellere ğalsın
zati o halıdan keyri de
ebem evden halıyı galdırdı
bi ta(ha) da eve hazı zili basdırmadı
tabi dedemgilin halları-vakıtları eyi..
gıyametden beri halı dokuyannarı görmüş
kiminin çatısı[2] bozulmuş,
kiminin elleri çötümüş[3]
kimi gambır, kimi yampiri,
kimi dünyasından bezmiş,
kiminin kendi-kendine
olmuş-getmiş çocukları
halam hayat süpürmeye file gaksa,
ebem süpü(r)tdürmezdi ki ne
onu (y)okarı savar, somura da o değilden
aşşadan ünnerdi anama
“-gelin beri baaak,
…
sen bu hayadı heş görmemin gız-gızım”
yazık anamın
“-edemen”
“-ıccık da gızın etsin” deycek halı mı var idi
elindeki işi gaydı
ebişir emer gardaşımı
ya da bize “bakalag olun” deye goyvuru
hemen aşşa seğidirdi
halam düğünnerde-bayramlarda filen
keyinsin de bi çıksın soka(ğı)n gatına
her yerden fark edilidi valla,
o boy-pos, o endam
herkeşin yüzünün döndüğü yerin tam hak ortasında
halam!
yanında artisler halt etmiş
bana aldırmazlardı, hıyarlar
benisem herkeşe dik dik bakar
yeycek gibi bakannara teker teker söğerdim
o yüzden keleklerini doğrar
armıtlarını silkelerdim
.mına ğodumun döyüslerinin
adımı -nakıs-’a çıkartdılar
şeyimden aşşa gasımpaşa