Bu günlerde elimde Edward BELLAMY’İN “1887’den 2000 Yılının Görünüşü” adlı bir eseri var. Bellamy, 1887 yılında 2000 yılı eğitimini şöyle görüyor. Eğitim, geniş tabanlı ve liberaldir; herkes aynı eğitimden geçer. Herkes yirmi bir yaşına kadar mektebe devam eder. Ardından üç sene, bedeni işlerde çalışır. Mesela, Bellamy, vatandaşların hiç olmazsa bir öğün yemeklerini yedikleri, fevkalade bir şekilde yapılan ve maharetle yönetilen lokantalardan birinde garson olarak çalışmıştır. Bir kimse yirmi dört yaşına geldiği zaman, hangi mesleğe intisap edeceklerini, yetenek ve temayülleri tayin eder. Bazı vatandaşlar, mesleki hayatlarına başlamadan önce, bir müddet daha mektebe devam ederler. Diğerleri sanayi ordusuna katılır, maharet ve yeteneklerine göre yükselir. Eğer bir kimse mesleğini değiştirmek isterse,kendisine fırsat verilir. Mesela, bir kimse doktor olmak ister ve lüzumlu akademik imtihanlardan da geçerse, bu yolda kendisine her türlü yardım yapılı. Genellikle, otuz beş yaşından sonra, bir kimsenin, mesleğini değiştirmesi pek istenmez. Sebebi basit: Hakimler ve bazı yöneticiler dışında, herkes kırk beş yaşında emekliye ayrılır. Hoşa gitmeyen işleri kim yapar? Yeterli sayıda insanın gönüllü çalışacağı seviyeye kadar, çalışma saatlerini (mesela diğerlerinden bir saat daha az) indirmek ve çalışma şartlarını yükseltmek. Fakat mali kazancın bulunmadığı bir yerde, insanları, üstünlük kurmağa sevk eden sebepler nelerdir? Cemiyete olan bağlılıkları; onların eğitim ve yetiştirilmeleri, millete hizmet, vatanseverlik, beşeriyet sevgisi gibi değerler üzerinde durur. Cumhurbaşkanları, yeteneklerini kullanmasına imkan verecek bir metotla seçilir. Cumhurbaşkanı, sanayi ordusunun on büyük tümeninin başındakiler tarafından seçilir. Onları da her ticari kolun ve loncanın başkanları seçer. Ve araya entrika girmemesi için de, bu başkanları, faal üyeler değil, emekli üyeler veya şeref üyeleri seçerler. Kırk beş yaşında emekli olmanın şerefli bir istisnası, cumhurbaşkanıdır; bu mevkie getirildiğinde elli yaşındadır. Cumhurbaşkanı beş sene hizmet görür ve meclise karşı sorumludur. Şimdi 2009 yılındayız. Bellamy’in 1887 yılındaki düşüncesinin acaba neresindeyiz. Türk milli eğitim sistemini irdeleyen John DEWEY’ in dediği gibi hala “Papağanlık” öğretmeye devam ediyoruz.
( 1887’den 2000'e başlıklı yazı Mehmet Dal tarafından 13.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.