Polisin iletişim ve halkla ilişkiler konusunda Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen bir yazı ile her birim amirinin kendi mahiyetinde bulunan memurlarına konu hakkında ders veya kurs mahiyetinde bir güne tekamül edecek şekilde toplam dört saat ders verilmesi istenilmiş. Polis merkezinde üç grup bulunduğundan bu kurs meselesi üç günde düzenlenmesi için idare büro tarafından yazılan bir yazı ile tüm memurlara tebliğ edildi.

Üç gün boyunca gösterilen bu kursa katılamayan arkadaşlara bir gün daha belirlenerek cep telefonumdan bana bilgi verildi. Polis Merkez Amirinin bu inceliği düşündüğü için istirahat saatimi yarıda bırakarak bu kursa gitmeye karar verdim. Kursun konusu her ne olursa olsun benim için hiç önemli değil. Teşkilat arasında o kadar çok iletişimsizliğin olduğu safhada bile bu olumlu yaklaşımın benim için önemi vardır.

Toplantıya katıldık. Anlatılan konular polisin o kadar çok çabalarına rağmen yine de hem kendi açısından hem de vatandaşa karşı olan iletişimlerde yetersiz kaldığımız anların olduğu tespit edilmiş ve bu tespitler örneklerle anlatıldı. Aslında iletişim kopukluğu hiç bir zaman çözüleceğini inanmayanlardan birisiyim. İletişimin nasıl yapılması gerektiği değil de bu iletişimi yapabilme iradesine sahipmiyiz. Önce bunu çözmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda da bizzat yerinde tespitlerim bulunmaktadır.

Bunun yanı sıra halkla olan iletişim kopukluğu nereden kaynaklanıyor. Bunun da yerinde araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda da yerinde tespitlerim olmuş hatta sorunları baş kaynağı devletimizi yönetenlerden kaynaklandığını, bu na da örnek olarak sitemizde daha önce yazmış olduğum bir yazıda belirtmiştim. Bu yazıda lojmanlar konusunu işlemiştim. 

Devletin memurlarının halktan kopmaması için önerdiğim bir sistem idi. Ama bunu yapacak irade nerede. Tam tersine halen uygulanan sistemle devletin memurları halktan kopartılıyor. Halkın içinde yaşamayan kimse halkın derdini, sorununu çözemez ve iletişim kuramaz. 

Polisin halka güven vermesi gerekiyor ? Halkın isteklerini nasıl tespit edecek ? Bu iki konuda ne kadar ders verirsen ver, çalışma ya da proje üretirsen üret yapmadıktan sonra hiç önemi yok. Balıkesir Emniyet Teşkilatı ürettiği projeler konusunda bu yıl Türkiye illeri arasında birinci seçildi. Bizim için gurur verici bir olay ancak yeterli mi ? Yeterli değil. Çünkü elimizde bazı veriler vardır. Bu verilere göre Emniyet Müdürlüğü sorunların kaynağını bildiğinden proje üretmek zorunda olduğunu hissetmiştir. Peki bu projeyi Emniyet Müdürlüğünün düzenlemesi bizim için gurur kaynağı olsa da bu projeyi üretmekte baş sorumluluk kime ait ?

İletişimin tam olması için bu yazıyı tekrar yazmak zorunda hissettim. Çözümün de nasıl olması gerektiğini tekrar anlatmaya çalışacağım. Şimdi hep beraber bir şehirde bir mahalle veya bir sokak hayal edelim. Bu sokakta ikamet eden eli kalem tutanları al başka yerlerde etrafı duvarla çevrili, kendi meslektaşların bulunduğu lojmanlara hapis et. Bu insanlar bu sokağa yılda bir veya iki kez bayramda veya senelik izninde gelsinler. Bu sokakta bulunan geriye kalmış, okumamış insanlar topluluğunun aralarında ki iletişim veya birbirlerine hitap şekillerini bir düşünün. Eğer temelde din ve ahlak kurallarını almamış bir sokak ise bu insanlar çözüm üretme yerine birbirleriyle didişmeye, kavga etmeye kalkışacaklar.

Bu sokakta bulunan insanlar küçücük bir sorunu olduğunda evden çıkacak karakola gidecek ve derdini anlatacak. Ya da hukuki bir meselesi olacak sırf danışma ücreti olarak dünya para verecek. Ya da bir baş ağrısı için evden çıkacak belirle yerlerde bulunan hastahanelere gidecek. Ya da belirli yerlere giderek eczaneden ilaç alacak. Bu işleri yapanların kafasında ki ilk düşünce nasıl daha iyi para kazanabilirim şeklinden kaynaklanan düzensiz ve dengesiz sokakların meydana gelmesinden kaynaklanıyor. Bir bakıyorsun bir sokakta on tane eczane, bir bakıyorsun koskoca mahallede bir tek eczane yok.

Yani burada anlatmak istediğim yapılaşmanın ve insan beyin gücünün dağılımda dengesiz davranırsanız sorunların artmasına neden olursunuz. Maalesef sistemler bunu getirmektedir. Burada yapacağımız iş geriye dönüş her sokağa polis, doktor, avukat, savcı, eczacı, bakkal, aklınıza ne geliyorsa yerleştirilmesi gerekiyor. O zaman o sokakta ki geriye kalmış insanlar ufak sorunları büyütmeden gelir bunlara danışır ve yapması gerektiğini öğrenir. Olayı da kendiliğinden çözmüş olur.

Bu sistem olmadığı takdirde ne yaparsanız yapın. Hangi projeyi üretirseniz üretin. Daha uzun yıllara yayma fırsatınız ve gücünüz olamaz. Bir yere kadar dayanabilirsiniz ve sonunu getiremezsiniz. Hani derler ya madalyonun diğer yüzünü görebilmek. Balıkesir Emniyet Müdürlüğünün ürettiği bu projenin esas nedeni nedir ? Türkiye Cumhuriyeti İlleri arasında sorunlu çocuklar olarak İstanbul ilinden sonra ikinci vilayet olması nedenidir. Balıkesir de niye bu kadar çok sokak çocukları olarak tabir edilen çocuk var. Çocuklar neden suça itiliyor ? 

Balıkesir ilinde sokak çocuklarını koruma derneği olduğunu ve bu derneğin yapmış olduğu çalışmalar hakkında da yazı yazmıştım. Başkan arkadaşımız olur. Zamanında bol bol iletişim kurar ne yapmamız gerektiği konusunda bilgi alışverişi yapmışızdır. 2008 yılı verilerine göre bana söylemiş olduğu bir konuyu hiç unutmuyorum. İnsanın aklına gelip de düşünmek bile insanı ürpertir ve üzüntüye düşüren bu veriyi tekrar yazmak istiyorum. Balıkesir sokaklarında 2478 tane sokak çocuğu bulunmaktadır. Bu nedir bilirmisiniz ? Her an suç işlemeye meyilli insanlar demektir. Yani Balıkesir patlamaya hazır bir bombanın üstünde bilmeyerek oturuyor ama farkında bile olmuyor.

İşte tüm sorunların kaynağında iletişimin nereden kaynaklandığını az çok anlamışsınızdır. Bu sokakta bulunan insanlarla devamlı birlikte olmak gerekiyor başka çaresi yok.

22.04.2011   
    



        
( 439- İletişim Ve Halkla İlişkilerdeki Eksikliğin Kaynağı başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 22.04.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu