HELAL GIDA

Helal Gıda Sertifikası konusu tartışılıyor. Dünyada uygulaması var. Özellikle Yahudiler kendileri için böyle bir sistem oluşturmuşlar. Müslümanların da böyle talepleri var. Dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulama başlamış bile. Müslüman olmayan ülkelerin şirketleri bile müşteri memnuniyetini esas alarak standartlara uygun üretimlerini böyle bir sertifika ile sunuyorlar.
Türkiye laik bir ülke olduğu gerekçesiyle bu pazardan şimdiye kadar uzak durdu. Helal ve haram tabirleri dini içerikli ve standartlarını da dini kaynaklar belirliyor.50 milyar dolar olarak ifade edilen bir pazara böyle bir gerekçe ile ters bakılabilir mi? Ekonominin kendine göre kuralları var. Bu kurallar zorlayıcı özelliklere sahip ve Türkiye böyle bir standarda gitmeye zorlanıyor.
TSE’nin bu konudaki çalışması tamamlanmak üzere. Önündeki engellerden birisi de haksız rekabet yaratır iddiası. Elbette bu tüketicinin tercihi ile ilgili bir konu. Tüketici bu uygulamayı tercih ederse, firmaların buna uyum sağlayarak üretim yapmaları mümkün olur. Ekonominin doğal gereği olarak da herkes buna ayak uydurur.
Hassasiyetleri olan muhafazakâr kesimler için de aldatılma duygusu ortadan kalkar. Tüketiciler şimdiye kadar, kendilerince standartlar belirliyor ve seçici davranıyorlardı. Ancak çoğu zaman şirketlerin rekabetleri arasında kalıyorlardı. Çoğu zaman aldatılıyorlardı. Hissiyatları paraya çevriliyordu. Bazı uyanıklar bunun üzerinden vurgun yapıyordu. Bazı ürünler hakkında fısıltı yoluyla çıkarılan “domuz yağı varmış” gibi söylentiler bazılarının işine geliyordu. Böyle fısıltıların haksız veya yanlış olduğu görününce de gerçek olanlara da itibar edilmiyordu.
İsterseniz dinlediğim bir olayı anlatayım da kararı siz verin. Bir zamanlar tavukların sıcak suda tüylerinin yolunması konusu söz konusu olmuştu. Dinen bu hayvanların temiz olmayacağı, tüylerin elle ve teker teker yolunması gerektiği düşüncesi oluşmuştu. Tavuk satan bir dükkâna giren bir vatandaş, üzerinde bir kısım tüyler bırakılmış tavukları görünce niçin tüylerin iyi yolunmadığını sordu. Bundan rahatsız olduğu ve almak istemediği için sormuştu. Oysa aldığı cevap şok ediciydi. “Sen onu bırak amca, sana şuradan verelim. Bak bunlardan hiç tüy yok. Onlar kıdığı kıllılar (sakallılar demek istiyor) için. Onlar ısrarla elle yolunmuş tavuk istiyorlar. Biz de elle yolunmuş gibi yaparak üzerinde tüyleri bırakıyor ve onlara satıyoruz.”
Biz de her şeyin istismarı var da dini duyguların istismarı haddinden fazla. Bazıları adeta ürün değil, din satıyorlar. Kazançları bu istismar üzerinden. Ciddi bir standart böylesi istismarları önleyebileceği gibi güvensizlikleri de ortadan kaldıracaktır. Türkiye’nin getireceği standartlar diğer İslam ülkelerinde de kabul görecektir. Gıda ve tarım konusunda ülkemizin alacağı inisiyatif, ekonomimize de büyük katkı sağlayacaktır.
( Helal Gıda başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 7.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu