Orada değildin
gölgen düşmüştü uzun bir ikindi düzlemine
krokisini çizdiler siyah bir taşla
sanırım eylüldü doğuda bir şehirdi
ayak seslerine uykudan uyanan çocuklar
ve kuşlar ve uzun boylu ağaçlar
bir yol üstü tabelasından bilirdim
doğduğum köyün kıblesini
bir de senin yağmura eğimli bakışlarında
ki hep orada olurdu yüzünün şeklini alan bulutlar
Orada değildin
öylesine susmaktı bu
ikinci bir ben yoktum sende
fecrin bulaştı üstüme kirlendim
paslı bir hatırattan yalnızdım çünkü
güneş kuzeyden battı hep, avuçlarımda
kanamalar jilet soloları oryantal ağrılar
gidilmeyen yerde dönmez ki masalcılar
ceset topluyor karıncalar toprak kül
işte çölü ululadım elleri zanlı zül
lav ırmağına orantısız düştüm unutma
Orada değildin
üç güz kuşu uçurdular ardından
sırılsıklam yağdı kar simsiyah
buzdan kılıçlar geçirdiler içimden
kırıldı kentin tüm meridyenleri
dondu buzul bir ateşte yokluğun
çatladı fay hattı gözlerimin
çöktü sokağın çatısı üstüme
düğümlendi zaman kör bir ilmeğe
bir kitap gibi gömüldüm yüzünün rahlesine