MÜDÜR BEY
Özünde merhamet yok, sözlerine inanmam,
Sen baba şefkatiyle saramazsın Müdür Bey.
Kim olsa fark etmiyor, aynı tas aynı hamam,
Sen de kılı kırk yerden yaramazsın Müdür Bey.
Masanın o yüzünden bakınca bu tarafa,
Saygıyı ve sevgiyi kaldırıyorsun rafa,
Yıkıp çatık kaşları kin kusarak etrafa,
Korkarım ki menzile varamazsın Müdür Bey.
Makamınla mazlumun üstüne gittiğinde,
Ahını aldığının canına yettiğinde,
Rabb’imin adaleti tecelli ettiğinde,
Kimse başkasında suç aramasın Müdür Bey.
Hiç kimse baki değil, senin de hükmün biter,
Fazla ileri gitme beter olursun beter,
Rızkı yaratan verir, haddini aşma yeter,
Hikmetini, sırrını soramazsın Müdür Bey,
Uzaydan mı geldin sen, ne güler ne ağlarsın?
Güçlüsün kuvvetlisin, kükreyince çağlarsın,
İstersen ellerimi kollarımı bağlarsın,
Kalemime kelepçe vuramazsın Müdür Bey.
Yükseklerde uçarsın, Kâf Dağı’nda gözün var,
Karşına çıkılmıyor, buz gibi bir yüzün var,
Senin de Fikret gibi elbette bir güzün var,
O makamda ebedi duramazsın Müdür Bey.