Allah’a iman etmeyen insanlar, yaşamlarının dünya hayatıyla sınırlı olduğunu düşündüklerinden dolayı ahiret hayatı için herhangi bir şey yapma gereği duymazlar. Ahireti düşünmeyen bu insanlar zamanlarını boş sözlere dalarak, ne kendilerine ne de çevresindekilere fayda sağlamayacak konuşmalarla ve boş işlerle oyalanarak harcarlar. "Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır..." (Enbiya Suresi, 3) Ancak oyalanmayla geçen bu hayatın sonunda; her davranış, her söz, her düşünce hesap günü insanın karşısına çıkacak ve sonsuz hayatını etkileyecek bir öneme sahip olacaktır.
Bazı insanların Kuran ahlakını yaşama konusunda en çok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bölüme ayırmalarıdır. Bu insanlar yalnızca belirli zamanlarda ahiret hayatını hatırlar, geri kalan zamanlarda ise dünya işlerinin sözde karmaşasına kapılarak zamanlarını faydasız işler ve düşüncelerle geçirmeye devam ederler. Herhangi bir konu hakkında hiç sıkılmadan, yorulmadan saatlerce konuşan, zamanlarını bilgisayar başında oyun oynayarak ya da televizyon seyrederek harcayan bu insanlar, Allah’ı anmayı sadece ibadet zamanlarında akıllarına getirirler ve kendilerince bunun yeterli olduğunu düşünürler. Başlarına bir musibet geldiğinde için için Allah’a yalvaran bu insanlar, normal hayatlarına döndüklerinde Allah’tan uzak bir hayat sürmeye devam ederler.
Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O'nun dışında taptıklarınız kaybolur-gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür. (İsra Suresi, 67)
Ayetten de anlaşılacağı gibi zorluk anlarında Allah’a yakınlaşan insan, bu durumdan Allah’ın izniyle kurtulduğunda sırtını döner ve nankörlük eder. Ancak unuttuğu bir gerçek Kuran’da, ‘Veya sizi bir kere daha ona (denize) gönderip üzerinize kırıp geçiren bir fırtına salarak nankörlük etmeniz nedeniyle sizi batırmasına karşı emin misiniz? Sonra onun öcünü Bize karşı alacak (kimseyi de) bulamazsınız.’ (İsra Suresi, 69) ayetiyle hatırlatılır.
Allah’ın rızasını gözeten ve hayatını O’na adayan müminler için ise boşa geçirilecek tek bir an bile yoktur. Tek amaçları Allah’ın beğeneceğini umdukları salih amellerde bulunmak ve sadece O’nun rızasını gözeterek yaşamaktır. Müminler Kuran’da geçen ‘Boş ve yararsız olan sözü' işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz" derler.’ (Kasas Suresi, 55) ayeti gereği boş ve yararsız olan her türlü sözden ve eylemden uzak dururlar.
Boş sözün ölçüsünü Kuran belirler. Kuran’a göre Allah’ın rızasının gözetilmediği, kişinin ahiretine faydası olmayan konuşmalar ve eylemler boştur. Müminler dünyada geçirdikleri her anlarının ahiret açısından çok kıymetli olduğunu bildikleri için boş söze dalmamaya büyük özen gösterirler. ‘Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir.’ (Furkan Suresi, 72).
İnsanların Allah'ın sonsuz cennetini, rahmetini ve rızasını kazanabilmek için ellerindeki tek imkan, bu dünya hayatındaki ömürleridir. Bu nedenle müminler ahiretteki o büyük pişmanlığı yaşamamak için her anlarını bunun bilincinde olarak geçirirler.
Allah 'ın "Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır." (Al-i İmran Suresi, 114) ayetiyle bildirdiği gibi, Allah'ın rızasını kazanabilmek için ‘hayırlarda yarışırlar.’ Ancak bu yarışta hırs yoktur. Müminlerin tek amacı Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır.
Zaman, ‘harcanacak’ kadar değersiz bir kavram değildir. Yaşanan her an önemlidir ve boşa geçirilmeyecek kadar değerlidir. ‘Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.’ (İnşirah Suresi, 7) ayeti müminler için bir öğüttür. Sonsuz cenneti umut eden herkes bunun bilincinde olarak yaşamalı ve insanı Allah’ın dosdoğru yolundan saptırmaya yemin etmiş şeytana karşı her zaman uyanık olmalıdır.
Eksikliklerle yaratılmış dünya hayatına karşılık sonsuz cenneti umut edip Allah yolunda yaşayanlar için, cennette boş söz olmayacaktır. ‘Orada ne 'saçma ve boş bir söz' işitirler, ne günaha sokma.’ (Vakıa Suresi, 25) ‘Yalnızca bir söz (işitirler) "Selam, selam.’ (Vakıa Suresi, 26)
ALTUĞ ÖZTÜRK