Samimi bir Müslüman için hayatındaki en önemli şey
Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emir ve yasaklarına uyarak yaşamaya
çalışmaktır.
Çevremize baktığımızda ‘ belki kendimiz de dahil ’
pek çok insanın bu önemli gerçeği unutarak yaşadığını görürüz. Kimi daha fazla
para kazanmak telaşında, kimi çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek gayretinde,
kimi güzel bir araba, ev ve lüks eşyalara sahip olma çabasında, kimi de daha güzel olabilmenin peşinde…
Milyonlarca insan ve milyonlarca amaç…
Tüm bu saydıklarımız tabi ki normal
isteklerdir. Her insan güzel bir evde yaşamak, lüks arabalara binmek, başarılı
çocuklar yetiştirmek isteyebilir. Bunlara ulaşmak için çabalamak yanlış
değildir. Ancak şu soruyu kendimize soralım; tüm bunların temelinde Allah’ın
rızasını gözetiyor muyuz?
Biz
Boşuna Yaratılmadık
‘Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize
döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?’ (Mü'minun Suresi, 115) ayeti, insanın ‘neden yaratıldığını’ sorgulaması açısından son derece önemlidir.
Etrafımızdaki pek çok insan son derece inançlı bir Müslüman olduğunu dile
getirir. Ancak hayatlarındaki önceliklere baktığımızda aslında temelde Allah
korkusunun olmadığını, Müslümanlığın gereklerini yerine getirme konusunda
yeterince titiz olmadıklarını, kolaylıkla zina, yalan ya da dedikodu gibi Allah’ın
yasakladığı pek çok konuya meyledebildiklerini görürüz.
İman, samimiyet ve kararlılık gösterilmesi gereken bir konudur. Hayatımızın
bazı dönemlerinde Allah’a yakınlaşıp bazı dönemlerinde O’nun rızasından uzak
yaşamak samimi bir davranış olmaz. Bazı insanlar sadece ramazan ayında,
kandillerde ya da bazı özel günlerde yaptıkları ibadetleri yeterli görüyor
olabilir. Ancak Kuran’ı Kerim’i okuduğumuzda anlıyoruz ki, cennete girecek
müminlerin arasında olmak için bunlardan çok daha fazlasını yapıyor olmamız
gerekmektedir. Yüce Rabbimiz Kuran’da ‘Şu halde boş kaldığın
zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.’ (İnşirah Suresi, 7)
buyurmaktadır.
İnsan boş bir amaç uğruna yaratılmadıysa ne için yaratıldı?
Ben, cinleri
ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)
İnsan Allah’a kul olmak için yaratıldı. İnsana, mala mülke, nefse ve şeytana
köle olmak için değil…
Şeytan İnsanı Allah’ın Yolundan
Saptırmak İçin And İçmiştir
Dedi ki: "Madem
öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin
dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım." (Araf Suresi, 16)
Şeytan
insanı Allah yolundan alıkoymak için pek çok yöntem kullanır. Namaz kılmasına
engel olmak için ‘ gece en tatlı uykundan uyanıp nasıl kalkacaksın, boşver uyu’
der, ‘bu sıcakta oruç mu tutacaksın, boşver Allah affeder’ der, duygusallık
telkiniyle zinaya yöneltir ‘sevgi sınır tanımaz’ der, ‘pembe yalanlardan bir
şey olmaz’ der, ‘menfaatin için her şeyi yapmalısın’ der…
Şeytanın bu
telkinlerini duymayan insan yoktur. Ancak bu telkinlere karşı güçlü ve kararlı
durabilen insan sayısı oldukça azdır. Allah’ı gerçekten seven, O’nun rızasını
kaybetmekten korkan ve Allah’ın sınırlarını ve şeytanın oyunlarını bilen
insanlar bu telkinlere karşı uyanıktırlar. Şartlar ne olursa olsun ibadetlerini
yerine getirmekten, güzel ahlak göstermekten ve Rabbimizin sınırlarını
korumaktan asla taviz vermezler. Çünkü bu dünyaya neden geldiklerini ve bir gün
mutlaka Allah’a döndürüleceklerini asla akıllarından çıkarmazlar. Ne para, ne
mal mülk, ne şöhret ne de herhangi bir menfaat onları Allah yolundan ayıramaz. (Allah’ın
izniyle)
İman edenler
bilir ki, ahiret günü ne malları ne de kazandıkları kimseye fayda
sağlamayacaktır. Ahiret günü yanımızda götüreceğimiz tek şey amellerimizdir. Ne
kadar fazla salih amelde bulunursak, günahtan sakınırsak ve Allah’a yakın
olursak kurtuluşa erenler arasında olmak için umudumuz o kadar fazla olacaktır.
Dünya, bizim
dediğimiz hayatımız, sahip olduğumuz her şey bir gün mutlaka
yok olacaktır. Şeytan bize unutturmaya çalışsa da biz uyanık olalım ve asla ahireti
unutmayalım. Aksi takdirde biz de unutulanlardan, hor ve aşağılık kılınanlardan
oluruz.
Denildi ki:
"Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz
gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için
hiçbir yardımcı yoktur." (Casiye
Suresi, 34)
Altuğ Öztürk