Ramazan ayı...
İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran
apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu
aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı
günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk
dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete)
ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki
şükredersiniz. (Bakara Suresi, 185)
Ramazan
Ayı, Müslümanlar arasında yardımlaşmanın ve dayanışmanın ön planda olduğu bir
dönemdir. Kırgınlıkların bir kenara
bırakıldığı, Allah’a olan yakınlığın arttığı mübarek bir aydır. Kuran’ı
Kerim’in de indirildiği bu ayda Müslümanlar, Allah’ın emri gereği, farz olan
oruç ibadetlerini yerine getirirler.
‘Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı
gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki
sakınırsınız.’ (Bakara Suresi, 183)
Nefsin Terbiyesi:
Ramazan ayı, inananların Allah için nefislerini
kontrol altında tutmayı öğrendikleri ve ahlaklarını terbiye ettikleri,
güzelleştirdikleri çok özel bir aydır. Bu mübarek ay boyunca Allah insanlara, zayıf oldukları bir
konuda irade göstermelerini emreder. Bir zaafı yenerek Allah rızası için
kişinin kendisini kontrol edebilmesi aynı zamanda ruhu üzerinde söz sahibi
olabilmesi anlamına gelir. Bu nedenle oruç tutmak kişinin imani olarak
derinleşmesine vesile olur.
Güzel huylu, fedakâr,
sabırlı, cesur olabilmek; öfkelenebileceği bir olayla karşılaştığında, kendisini
kontrol edebilmek ancak samimi olarak iman eden bir Müslüman’ın başarabileceği
davranışlardır. İman eden kişi öfkesini yenmeyi bilir, çünkü her şeyden önde Allah’ın
rızasını gözetir. Tam olarak iman edemeyen insanlar için sabırlı olmak ve
öfkeyi yenmek ise çok zordur. Oruç ibadetinin yerine getirildiği bu ay insanın
nefsinin terbiyesi için bir fırsattır. Açlık, uyku, yorulma gibi zayıflıklarla
yaratılan insan, Ramazan Ayı boyunca Allah için beynini ve bedenini nasıl
kontrol edeceğini öğrenir. Bu ay insanlar için güzel ahlakı öğrenip
uygulayabilecekleri bir başlangıç olabilir.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de eserlerinde Ramazan Ayı'nın insan
üzerindeki olumlu etkilerini anlatmış ve oruç tutmanın nefsin terbiyesinde
etkili olduğuna dikkat çekmiştir. Bu açıklamalarından biri Mektubat'ın ikinci
risalesinde şu şekilde anlatılmaktadır: Ramazan-ı Şerifteki oruç, nefsin
terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis,
kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder (sanır). Hattâ, mevhum bir
rububiyet (aslı olmayan bir sahiplenme duygusu) ve keyfemâyeşâ (dilediği gibi)
hareketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek
istemiyor… İşte, Ramazan-ı Şerif'te, en zenginden en fakire kadar herkesin
nefsi anlar ki, kendisi mâlik (sahip) değil, memlûktür (hizmetkar); hür değil,
abddir (kuldur). Emrolunmazsa, en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya
uzatamaz diye, mevhum rububiyeti (aslı olmayan bir sahiplenme) kırılır,
ubudiyeti (kulluğu) takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.
Orucun Faziletleri:
Gün boyunca aç ve susuz
kalan insanın, sahip olduğu nimetlerin kıymetini anlayarak şükretmesine vesile
olan oruç, Allah ile kul arasında olan bir ibadettir. İnsanın bu farzı yerine
getirirken ne niyette olduğunu, samimiyetini ancak gizlinin de gizlisinden haberdar
olan Allah bilir. Oruç tutan kişinin bu ibadetinin karşılığı ancak Allah
Katındadır. Peygamber Efendimiz (sav) de iman edenleri bir hadisinde şu şekilde
müjdelemiştir:
"Bu
ayı oruç tutarak, ibadet ederek ve hayır için harcamada bulunarak geçirenlere
ne mutlu!"
Ancak her şeyin en doğrusunu bilen, merhametlilerin en
merhametlisi Yüce Rabbimiz, oruca güç yetiremeyenler için kolaylık sağlamış ve Bakara
Suresi 184. ayette ne yapmaları gerektiğini açıkça bildirmiştir:
(oruç) Sayılı
günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler
sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu
doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi
için hayırlıdır. oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin
için daha hayırlıdır.
Gönülden katıksız bir
şekilde Allah’a yönelmemize ve Yüce Rabbimizin üzerimizdeki rahmetini
hatırlamamıza vesile olan Ramazan ayı, tüm Müslümanlar için bir müjdedir
aslında. Allah’a yakınlaştığımız ve gün boyunca O’nun sınırlarını gözeterek
yaşadığımız bu çok özel dönemi bir fırsat olarak düşünmeli ve Allah’ın izniyle
edindiğimiz güzel ahlakı ve Allah’a olan yakınlığımızı her zaman sürdürme
çabası içinde olmalıyız. İbadette ve güzel ahlakta göstereceğimiz kararlılık ve
devamlılık sonsuz cennetin kapılarını açabilir.
Bu Ramazan hepimiz için
bir başlangıç olsun inşallah. Allah’ın ipine sımsıkı sarılacağımız ve O’nun
dosdoğru yolunda kararlı bir şekilde yaşayacağımız bir başlangıç..
Hayırlı Ramazanlar…
Altuğ
ÖZTÜRK