İtiraf ediyorum!
Aldığımda elinden özgürlüğü
Sarıydı yelesi ateşin
Karbon katmanlı vücudum soğurdu
Yaban terkisine atladığımda
Vahşi harını…
-ki
Kavradığında zarif boynunu
Stetoskop hissiyatlı ellerim
Teslimiyetindeki ‘*Sarınım’ atışlarını kalbinin
Şah damarından dinledim…
Sımsıkı kavramış yelesinden
Koşturuyorken ayın karanlık yüzüne
Meydan okudum muhteşem rengiyle
Yoluma çıkan sayısız yıldız sarısına…
.
.
.
Kadınım!
Teninle törpüle dilimdeki çapakları
Asit bazlı kimyasallarla şartla ruh zeminimi
*Sarı leblebi tozuyla doldurunca ağzımı
İmkansız ıslıklar çaldır yuvarlak hatlarına…
Görme engelli keşfinde olsun
Çıplağında gezinen ellerim!
Kıvrımlarında gezinen hiçliğin nedenini
Her duman molasında sorgula beynimin
Yakaladığında
Bedenime sırnaşan tembel kediyi
Çılgınlığında mart deviniminin
O an son ver miskinliğine…
Kadınım!
Karanlığa köle gölgeler
Boy ölçüşürken
Tavan aynası sevişmelerle
Hazzında doluluğumuz
Eş zamanlı çıkarsınlar seyir zevkini…
Tenine fetiş cehennem tırnakları
Yırtınca inanca kanat açmış
Gizli gamzendeki *Meleğin yüzünü
Ay tutulmaya
Sokak köpekleri ulumaya dursun
Kaybolan inancın gecedeki yasına…
Ve Kadınım!
Söz verelim… Şu an;
Ötenazi kabulünde yaşayalım
İlahi gerçeğini aşkın!