Avam savaşçıların dillerine düşmeme
Tek neden
Mohaç düzlüklerinde
Gücüne isyan tekmeliyorken zırhını
Parçalanmış kaval kemiklerinden
Gözler önüne serilen *Kızıl rengiydi
İliklerimin…
Janos’a öykünen
Ruhunun kıskançlığı mıdır?
Zırhının korumasında
Biçare tenimi mızrak lamana neden
Yoksa
Kurumuş mürekkebinin tıkadığı kılcallarında
İlerleyen beynelmilel iltihabın
Can yakan acısı kaynaklı mıdır?
Yerinde duramaman…
.
.
.
Daha çok minicik… Yok yok!
Doğrusu cenin iken henüz daha
Sık ziyaretime gelen kör bir Budist
Yaşamın sırlarını verdi bana
İlki kaçınmamdı can almaktan!
Bu yüzden
Kalemimin ölümcül gücünü kullanmadım Bildim bileli kendimi…
Kıtlık yılları imgelerinin
Paha biçilmezliğine tahrik
Çalmadım tek harfini
Kapı komşum *Edgar’ın
Cansız bedenini gördüğümde dahi şiirlerin
Ki
Son şiirine doğum sancısı çeken Kalem sesine irkilip kırmıştım
Evinin tülden kapısını…
İnandım her maneviyat çıkış noktası temelinde
Dokunabilmek ayrıcalığının getirisi
Doğurganlığın olduğuna
Ve
Çok ama çok sevdim
Sevdiğim ile sevişmeyi... Sevişebilmeyi
Çok sevdiğim oldu benim!
-“Gözden geçirmelisiniz kendinizi”
Dediği an Neruda;
Yapıştı yakasına kocaman ellerim
-Yüzüme bak Pablo
Anıldığım her efsanede
Tersine diğer kahramanların
Altında imzam vardır benim
Dedim…
Beykoz’da bir sokak aşağımızdaydı Pablo’nun baba evi!
Ha bakın işte
O tek zaafım
Ruh sarhoşluğuma neden
Vazgeçilmez karşı konulmazım;
-Kaldı ki o kör Budist nerden bilsin zevkini!?
Tombul yüzüyle gömülüyorken
Heybeli maviliklerine *Kızıl güneşim Elde tutulan rakıya eşlik
Bostancı akşamları sahil sefahatlerim…
(Yıldıray Kızıltan)