TÜRK DEĞİLİM DEMEK...

Son zamanlarda ülkemizde ben Türk değilim demek moda oldu. Kürt’üm, Arnavut’um,  Süryani’yim, Rum’um vb. gibi kavmi ve itikâdi vurgulamalar çok dillendirilmeye başladı.

Bunlara ülkemizdeki bazı demokratik gelişmeler sayesinde bastırılmış düşünce ve inançların, korkusuzca dillendirilmeye başlamasıdır diyebiliriz.

Evet, insanlar kavmiyetleri ya da etnik kökenleriyle gurur duyabilirler. Bunda hiçbir mahsur yoktur. Ancak kavmiyetçilik ya da Etnik ayrımcılık yapmak sakıncalı ve tehlikelidir.

Çünkü kavmiyetçilik insanlar arasında büyük nefret, ayrımcılık ve düşmanlıklara sebep olabilmektedir.

Bunun sonuçlarını Todor Jivkov dönemi Bulgaristan’ında ve Yugoslavya örneğinde acı şekilde gördük, yaşadık.

Türk milleti ise Tarih boyunca etnik ayrımcılık, kavmiyetçilik ya da ırkçılık yapmamış ve yapılmasına müsaade de etmemiştir.

Eğer etnik ayrımcılık veya kavmiyetçilik yapmış olsaydı, büyük imparatorluklar ve devletler kurması ve yaşatması mümkün de değildi.

Büyük devlet olmanın sırrı, bütün insanları etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun adaletli, yansız, ayrımsız, barış, huzur ve refah içinde bir yönetim anlayışıyla yönetmekten geçmektedir.

Bunun son örneği Osmanlı’dır. Üç kıtada yüzlerce etnik kökene ve inanca sahip halkları barış ve huzur içerisinde yüz yıllarca problemsiz yönetiyor ve bu sayededir ki cihan imparatorluğu oluyor. Onun için bu gün hala Osmanlı hinterlandı halkları her fırsatta bunu dünya kamuoyu nezdinde açıkça haykırıyor.

Eğer kavmiyetçilik yapılsaydı bu kadar etnik çeşitliliğe sahip bir imparatorluğun veya devletin uzun ömürlü olması zaten mümkün de değildi. Yakın tarihimizde bunun canlı örneğini Sovyet imparatorluğunun akıbetinde gördük.

 Türkler özellikle İslâm’ı kabul ettikten sonra şu Ayeti Kerimeleri kendilerine rehber edinmişlerdir. “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp anlaşasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır .” EL-HUCURÂT(49/13).

Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da Allah’ın ayetlerindendir. Bunda, ilim sahipleri için elbette ibretler vardır.”RUM(30/22)

“Eğer Allah dileseydi bütün insanları bir tek Kavim yapardı.”HUD(11/118)

Bu prensipleri gönülden kabul eden toplumlarda kavmiyetçilik ya da etnik ayrımcılığın yapılması söz konusu bile olamaz.

 Dolayısıyla bu prensipler insanlar arasındaki etnik ve inanç farklılıklarını bir zenginlik, birbirini tanıma, kaynaşma ve anlaşma vesileleri olarak kabul ederler.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Veda Hutbesinde bu konuda şöyle buyurmuştur: Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Âdem’densiniz. Âdem ise; topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Arab’ın Arab olmayana, beyazın beyaz olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.”

Özellikle ayrımcılık ve bunun üzerinden terör yapmaya kalkanlara şu tarihi gerçeği hatırlatmak gerekir. Hiçbir dönemde ve zamanda bütün etnik grupların devlet olduğu görülmemiştir. Bu mümkünde değildir, gerçekçi de değildir.

Bu gün dünya üzerinde, saf aynı etnik kökenden oluşmuş bir devlette yoktur. Olması da mümkün değildir.

Hangi etnik kökenden olursa olsun İnsanlar illaki etnik kökenini söylemek istiyorsa Arnavut asıllı, Kürt asıllı, Çeçen asıllı, Abaza asıllı, Arap asıllı, Rus asıllı, Rum asıllı Türk’üm diyebilir. Böyle bir tanıtımda ayrımcılık emaresi de aranmaz.

Nasıl ki Fransa’da yaşayan Alman asıllı birisinin, Alman asıllı Fransız’ım; Almanya’da yaşayan Sırp asıllı birisinin, Sırp asıllı Almanım vb. diyorsa.

Bu tanıtımlar ben Türk değilim demektense daha gerçekçi ve daha doğrudur.

( Türk Değilim Demek... başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 25.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu