"Sovyetler birliği dağıldıktan sonra kgb'nin belgelerinden görüyoruz ki, Türkiye'deki sosyalistlerin pek çoğu maaşa bağlanmışlar orada. Bugün de Alman vakıflarından, Amerikan vakıflarından maaş alarak, Avrupa fonlarından para alarak, onlar adına hareket eden pek çok basın yayın organlarında görevli isimler vardır ve bunlar artık ayıp olmaktan da çıkartılmıştır. Maalesef Türkiye bu noktaya gelmiştir.""

ATİLLA İLHAN

Atilla İlhan vefatından önce böyle tesbitte bulunmuştu.Hatta daha da ileri gitti.Türkiye'de" Türk basını Türk değildir "diye daha ağır ithamlarda bulunmuştu.

Dünya 1990 larda iki kutupdan birinin çökmesiyle yeni bir dünya düzeni arayışına gitti.BOP projesini geliştime sürecine girdi.Önce siyasi partileri kendilerince dizayn ettiler.Sonra gazeteleri.Tabii bu arada bazı gazetecilerin adı öne çıktı.

Bu arada "kartel medya"sından şikayet edenler,"yandaş  medya"nın etkisinde kalmaktan kendilerini kurtaramadı.

Her gazetenin okuyucu profiline uygun yazarlar transfer ettiler.Geçmişte siyasi görüşü ile bağdaşmayan bir başka gazetede yazmakta sakınca görülmedi.Okuyuculara "yeni dünya düzeni şırınga gibi yavaş yavaş içirildi.

Yazıları beğenilmeyen yazarlar patrona şikayet edil di.Ekonomide,kredi kartlarının çıılgınca borçlanmasında,cari açıkların artmasında uyarı yapan yazarlar sutunlarını boşaltmak zorunda kaldı.Rakamların tartışıldığı tek ülke;Türkiye'de sağlam bir ekonomik göstergelerde iç borç,dış borç,milli gelirden pay oranı konusunda sağlam verilere ulaşamadık hala.

Yeni Anayasa yapım sürecinde Türklük kavramı en muhazakar yazarlar tarafından eleştirildi..Okuyucu bu fikirlere alıştırıldı.

Geçen hafta bir kadın yazar "Türkiye türklerindir"logolu gazetenin bu logosundan rahatsızlığını dile getirdi.Artık alıştırma süreci bitmek üzere.Bu gibi milli konular sözde muhafazakar gazeler tarafından tasfiye edilmeye doğru adımlar attırıldı.

Bu süreci iyi okumak gerek.Artık güç dengeleri değişti.Nato ve Çin ekseninde gizli güç denemesi yapanlar için de Türk milletini olmadığı bir ortamda kendi milli gazetemizi,yazarlarımız bulmamız gerek.

Son yılların en önemi gazetesi şüphesiz Taraf olmuştur.Yazarlarının çoğunluğu fikir aşamasında ki 2.Cumhuriyetcilerden oluşuyordu.Gazetenin finasmanı çok tartışıldı.Bazı yazarlar aradıklarını bulamadı.Ayrılanlar Taraf gazetesini misyonunu şöyle açıklamışlardı".Asker vesayetinden ülkeyi kurtarmak ve ileri demokrasi getirmek.Ama ne hikmetse kendi yazarlarına bile tahammül edemediler.
İlk başlarda iktidarla beraber hareket ettiler.Sonraları Ahmet Altan'ın hükümete yönelik eleştirilerinin dozu artınca O da gazeteden  ayrılmak zorunda kaldı.

Sonuç olarak:Ne" kartel medyası" ne de "yanaşma basın"Türk milletinin amaçları doğrultusunda yayın yapabildi.Bu süreç sonunda basın patronu iş takipcisi gazeteciden uzaklaşmadığı müddetçe basın ve iktidar arasında kalan okuyucu hiç bir zaman gazetelerde kendi düşüncesini bulamayacaktır.

İkinci bir dalga basında tasfiye sürecinden sonra taşlar yerine oturacak.Şurası unutulmamalı.Sansür denince ilk akla gelen kişi 2.Abdülhamit.Ama şimdi sansür,medya partonu ve iktidar arasında kalmıştır.Son  yıllarda çeşitli nedenlerle görevinden ayrılmak zorunda kalan gazetecilerin ismini yazsaydım yazı çok uzardı.
( Yeni Dünya Düzeni Ve Basın başlıklı yazı M.Filizman tarafından 13.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.