İtiraf etmeliyim ki yaşamımın hiçbir döneminde etnik kimliğe tam olarak bürünemedim. Zaman zaman babamın etkisinde kalarak türküm dedim. zaman zaman annemin etkinde kalarak kürdüm dedim. Sonra babaannemin bambaşka bir dilde konuştuğuna şahit oldum. Türkçe veya Kürtçe değildi.

Babaanneme “bu hangi dil” diye sorduğumda kulağıma ince bir sesle ve geçmişin tüm gizemliliğiyle” Ermenice” dediğini hatırlıyorum. Neden sessizce ve sanki utanırcasına söylediğini anlamamıştım. Tarihin gizli sayfalarında ne olduğunu bilmediğimden o gün bu kısık sesle söylenen sözcüğün anlamını daha sonra öğrenecektim. Ancak benim nezdim de yeni yeni öğrendiğim bir etnik kimlik su yüzeyine çıkmıştı. Başka biri olmak çevrede özel kılınır diye ermeni ligim tutmuştu bu defa. Artık etnik kimlik meraklıların sorduğu soruya farklılık yaratmak adına ermeni olmuştum. Bu olaydan fazla zaman geçmemişti ki dayımlara gittik. Bir yaz günüydü. Mardin sokakları yanıyordu adeta.  Havanın sıcaklığından dolayı sokağa çıkmamızın yasaklandığı bir gün anneannemle geçireceğim bir gün demekti. Anneannemle aramızda tuhaf bir ilişki vardı. Anlattığı değişik hikâyeler çocuk aklımı alır bambaşka diyarlara götürürdü. O gün anneannemle konuşmamızda Anneanneme “ermeni” olduğumu söyledim o da başka bir dilde bir şeyler söyledi bana.

Türkçe veya Kürtçe değildi. Ermenice sandım. Ve anneanneme sende Ermeni misin? Diye sordum.

Güldü. Ve hiçbir şey söylemedi. Sonra öğrendim ki Arapça bir şeyler söylemiş. Anneannemde Arap çıkmıştı. İşte o zaman anlamıştım artık hiçbir etnik kimliğe neden bürünemediğimi. Çare yok böylece sosyalist oldum. Uzun yıllar sosyalist siyasette örgütlü kaldım. Sorgulama devam ediyordu. Her şeyin o kitaplarda yazılı olduğu gibi olmasını umuyordum. Yok değildi. Kitaplarda ki yoldaşlık kitapların sayfasında saklı kalmıştı. Uçkur sevdalılığı, ayak oyunları ve toplumsal yaşamda var olamamışlığın  verdiği eziklikle örgütlenmiş zavallı insan yığınları ile muhatap kaldım. Gerçek devrimciler de bu olaya şahit oldukları halde çaresizce suskunluğuna şahit olmuştum. Bu daha da yaralamıştı beni. Sonra ayak oyunu beni buldu. Yıkıldım, yenildim bir avuç soysuza.

Ama yine de sosyalisttim.

 

ATEŞ

( Neden Sosyalizm başlıklı yazı FerhatDEMİR tarafından 8/7/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.