İNSAN


  Anne karnındaki tek bir hücre. Aciz ve korunmaya muhtaç bir varlık. Bir tuz tanesinden daha küçük. İşte siz de bir zamanlar bu küçük hücreden ibarettiniz.Tıpkı yeryüzündeki diğer insanlar gibi.
Derken bu hücre bölündü, iki hücre oldu. Sonra tekrar bölündü dört hücre oldu. Sonra sekiz, onaltı hücre oldu.
Hücreler çoğalmaya devam etti. Ortaya önce bir et parçası çıktı. embriyonel dönemde et parçası organların oluşumunu tamamlayarak fetal döneme geçip yerini büyüme ve gelişmeye bırakmaktadır. Başlangıçtaki hücre 100 milyar kat büyüdü, altı milyar kat kilo aldı.
Önce yalnızca bir su damlası iken, Allah bir dizi mucize gerçekleştirdi ve bu yazıyı okumakta olan insanı yarattı…
Bu tabiki kur anı Kerim'de açık açık belirtildi lütfen Kuran'ı okurken açılmalarına dikkat edelim tevsirlerine
"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Adem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) haline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..."
(Mü'minun, 12-14).
Hz. Adem (as)'in topraktan yaratıldığını bildiren pek çok ayet vardır. "Allah sizi (Hz. Adem'i) bir topraktan, sonra bir meniden (Hz. Adem'in neslini) yarattı." (Fatır, 11). Şu Ayet-i Kerimelerde de insanın topraktan yaratıldığı belirtilir: 3/59; 18/37; 22/5; 35/11; 40/67; 30/20.
İlk insanın yaratılışında da günümüzdeki yaratılış gibi çeşitli devreler yer alır. "O'dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 7).
Şu ayette de bu çamurun mahiyetinden bahsedilir:
"Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık..." (Hicr, 26).
Bu Ayet-i Kerimelerden, yaratılışın; toprakla başladığını, daha sonra bunun çamur halini aldığını anlamak mümkün. Bu çamur da süzülerek çamur özü hasıl olmuştur. "Andolsun ki biz insanı çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden) yarattık." (Mü'minun, 12). Daha sonra balçık halini alan bu çamur özünün zamanla değiştiği ifade edilir. "(İblis: "Ben bir salsaldan (kurumuş çamurdan) değişken bir balçıktan (Hamein mesnun) yarattığın insana secde edemem" dedi" (Hicr, 33).
Her soruya ve soruna çözüm getiren İslam dini, felsefenin cevabını bulamadığı “Neden yaratıldık” sorusunu elbette cevapsız bırakmamıştır...
'Neden,nasıl sorularını sormak, akıl ve irade sahibi olmanın bir alametidir. Çünkü insana aklın verilmesinin bir amacı da; 'nasıl ve neden yaratıldım, ' sorularını sorup, yaratiliş gayesini bilmesi içindir
Fakat bu sorular ancak 'bir insan olarak kainattaki vazifelerimizi öğrenmek' amacıyla sorulabilir. haddini aşmamak sureti ile...Allah muhafaza yaratılış gayesi ile soruda haddi aşmak insanı küfre götürebilir.. , 'Neden yaratıldım ki(!) Beni yaratırken, Allah bana mı sordu?' şeklinde insanın sonsuz kudret sahibi olan yaratıcısını sorgulamaya kalkışır gibi sorular sorması edebini ve haddini aşmasından başka bir şey değildir.herşeyi sebebi ile var eden sonsuz kudret sahibinin elbette biz insanoğlunuda yaratmakta bir sebebi vardır...bunu ayet ve kudsi hadis ile cevaplayarak bizleri sorumuza karşılık mutmain etmektedir..zariyat suresi 56. ayeti kerimede " Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" ayeti; "Ben gizli bir hazineydim ve bilinmeyi sevdim, yarattım ve bilindim." (Hadis-i Kutsi) ile sorumuza net cevap alarak neden ? sorgulaması beyinde işlemini kaybedip irade bu konuda sukuta bürünüp amenna diyerek tastik etmektedir.. Bir sineği dahi sebebsiz yaratmayan mevla teala hazretleri elbette biz insanlarida sebebsiz yaratmamıştır... sonsuz ilim ve kudretiyle tüm kâinatı yaratmış olan Allah'u Tealanın ilmini ve gayesini bildirdiğinden başka bilemeyiz buna irademiz güç yetiremez zayıf kalır...
“Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz.” (Bakara/156) ayeti kerimesi varlık sebebimizi ve beynimizde olan nereye? sorusuna açıklık vermektedir....Hemain mesnun'dan yaratılan insan yaratıcısının yanına mutlaka ve mutlaka dönecektir....


*********
Bir baktım sol tarafıma atıyorlar  künde künde


Kafamı kaldırdım baktım azrail yine üstümde


Defterin açılıyor bak; başlancak taraf cok mühim

Korkular o anda işte budurum çok vahim 

Düşün topragın altında çürüyecek hırkaların

Duvarlarımı çakıldı sökülmüyor tırnakların


Beyit HARUNİ

******
Rabbim bizleri mutlu yere dönenlerden eylesin selam ve dua ile
HARUN YILDIRIM

( İnsan başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 17.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.