En sonda yazacağımı en başta yazmak istiyorum. Düşüncelerim beni bağlar. Amacım, asla kimseyi eleştirmek ve yermek değildir.

Hepimizin sevdiği değerler var ve onlardan asla vazgeçemeyiz. Benim şiirlerimde benim çocuklarım. Hepsini seviyorum. Size göre kimi sevimli, kimi yaramaz, kimi terbiyesiz gelebilir, sevmeyebilirsiniz. Sizin şiirleriniz de benim için öyle.

Beni sevenlerim olduğu gibi sevmeyenler de olacaktır. Ancak ben “yaratılanı, yaratandan ötürü seviyorum.” Zaman zaman eleştirdiğim, ters düştüğüm site üyleri/miz oldu. Ancak hiç birine karşı terbiye sınırlarını aşmadım.

Kendilerine yazdığım yorum veya eleştirilerden dolayı rahatsızlık duyanlar oldu. Ancak ben kimseden rahatsızlık duymadım. Yeter ki kişisel haklarıma saldırılmasın, hoşgörü sınırlarını aşmasınlar. Şu ana kadar sitemiz üyelerinden sadece iki kişi tarafından engellendim. Sebeplerini ben biliyorum ve onlara da saygı duyuyorum. Ancak bu sebepler asla taciz veya askıntı olmak anlamında değil. Beni tanıyan tanımıştır…

Bugün sabah kardeşimle kalktık, hava çok güzeldi. Kahvaltı yaptık. Eve kapanmayalım dedik ve kendimiz dağlara, ormanlara attık. Giderken yanımıza sadece Nescafe ve fincan aldık. Gideceğimiz yerde akarsu bol olduğu için su almadık. Çalı çırpıda bol, ateş yakıp, dağların zirvesinde kahve keyfi yapacağız…

Evden çıktık.  Evimin önü deniz, arkası dağ ve ormanlık… Önce araba ile yürüyüşe başlayacağımız yere kadar gittik. Çok değil araç ile 5-10 dakika. Sonuçta arabayı eski bir maden ocağının önüne park edip  yürüyüşe başladık. Hava çok güzel, mis gibi çam kokuları arasında yaklaşık 1 saat yürüdük ve bir yerde orman içerisinde su deposu bulduk. Bu su, Fethiye - Denizli karayolu üzerindeki çeşmelere gidiyor.

Oraya oturmaya karar verip çalı çırpı toplayıp, orman yangınlarına karşı gerekli önlemleri de alarak ateş yaktık. Kahve suyu ısıtacağız. Ama o'da ne? Kahve var, fincan var. Su ısıtacak kap almamışız! Önce moralimiz bozuldu.

Kardeşim sağa sola bakınırken bir salça tenekesi buldu. Baktık içi dışı temiz. Biz de temizleyerek suyu onda ısıtmaya karar verdik.

Orman içerisinde akan dereden gelen su sesinden başka ses yok. Sessiz ve sakin. Karar verdik her hafta sonu değişik bir yere gideceğiz.
Kahvelerimiz içtik, dönüşe geçtik.

Yolda bir kaza gördük. Yaralı var ve kan kaybediyor. Sağlıkcılardan sesler geliyor, “tampon yapın, kan kaybetmesin!” Yaralının kanayan yerine tampon yapıp ambulans'a alarak uzaklaştılar. Biz de eve geldik.

Ama “Kan kaybediyor, tampon yapın!” sözü kulaklarımda çınlıyor.

Sabah evden çıkmadan sitemize şiir eklemiştim. Son 3-5 gündür şiirle ilgili olumlu tepkiler alıyordum. Çok sevdiğim değerli bir arkadaşımın da arayarak, şiiri seslendireceğini söylemesi üzerine bekleyerek, arkadaşım seslendirdikten sonra sitemize ekledim.

Elbette, siteye ekledikten sonra gelecek, övgü, yergi ve yorumları merak ediyordum. Eve gelir gelmez, siteye geldim. Baktım, sevdiğim iki arkadaşımdan yorum var. Okunma sayısı 50. Ben oldum olası bu okunma sayılarına inanmıyorum. Hepimiz “tık”layıp geçiyoruz. Sözde şiir okunmuş oluyor kendimizi kandırıyoruz.

Hatta geçmişte tarafıma yapılan "sen herkese yorum yazıyorsun o nedenle sana çok yorum yapılıyor" gibi gülünç olacak bir eleştiri de aldım.

Sitede beni tanıyan herkes bilir, sivri dilliyim, asla söyleyeceğimden geri durmam. Bu nedenle de geçmişte bloke edildim.

Benim okunma sayıları ile ya da yorumlarla alakam yok. Paylaştığım sosyal paylaşım sitelerinde hak ettiği yeri buluyor. Benim bugünkü asıl üzüntüm ve yazmamda ki tek neden! Evet benim için üzücü olan tek neden, siteye giriş yaptığım 18.07 de sadece 30 adet şiir eklenmesiydi.

Yöneticilerimiz hatırlarlarsa, ben geçmişte verilen yıldızlarla ilgili olarak, 30-40 tane şiire yıldız verilmez diyerek eleştiri yapmıştım. Buradan anlaşılıyor ki geçmişte 30-40 şiire yıldız verilerken bu gün belirli bir saatte sadece 30 şiir eklenmiş. Neden?
İşte yazımın başlığı; Neden Kan Kaybediyoruz?

Ben siteye 28.04.2012 tarihinde sadece şiir okumak için üye olmuştum ve sevgili Gamze Yağmur’un ısrarları ile ilk şiirimi 15.11.2012 tarihinde eklemişim.

Çok güzel dostlar kazandım ve hala görüştüğüm arkadaşlarım var. Burada olmasa da başka sitelerde birbirimizi buluyoruz. Çok değerli yazarlar ya da sevgili dost Bilimkenti’nin deyimi ile kuvvetli kalemler vardı, ama şimdi yoklar. Neden ve niçin yoklar?

Geçmişte günlük 100-150 şiir eklenirken bu sayı neden düştü?

Bunlara benzer sorular çoğaltılabilir? Elbette terbiyesizlik yapana pirim vermeyeceğiz. Ancak değerli ustaları da küstürmeyelim. Başta ben olmak üzere neden küstürülüyoruz. Ben geşmişte günlük iki şiir eklerken şimdi haftada bir tane bilemediniz en fazla iki tane ekliyorum. Hepimiz dahil olmak seçkiler dahil her konuda kendimizi kandırıyoruz.

Ben konuyu uzatmadan ve tüm açık yürekliliğimle diyorum ki; 2014 bizim yılımız olsun. Sevgili yöneticilerimiz şapkalarını önlerine koysunlar ve DÜŞÜNsünler!

Neden Kan Kaybediyoruz?

Neler yapabiliriz?

Ben olsam, öncelikle geçmişte faal olup da şimdi olmayan üyelere yazar sebeplerini sorarım.

Tüm üyeleri kontrol eder, faal olmayanların üyeliklerini iptal ederim.
Seçkilerde daha seçici davranırım…

Evet sevgili Yöneticilerim! Lütfen DÜŞÜN’ün…

Neden Kan Kaybediyoruz?

Acil tampon lazım....

Selam ve sevgimle…

Mustafa KARAAHMETOĞLU

( Düşün... Neden Kan Kaybediyoruz başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 5.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.