Topraktan geldik toprağa gideceğiz.  Küçücük yüreğimize dünyaları sığdıran bizler kocaman dünyaya sığamıyoruz ama yarın öldüğümüzde ortalama iki – iki buçuk metre karelik alana sığacağız…
Gözümüzü hırs bürümüş hep bana hep bana diyerek doymak bilmeyiz. Ancak giderken sadece yanımızda 7 – 8 metre bez ile gideceğiz…
Üzerimize toprak atıldıktan sonra, börtü böceğe yem olup, toprak yok olacağız…
*
Yaklaşık üç yıl önce has bel kader trafik kazasına karıştım. Yargılama sonucunda TCK’nun 85/2 maddesi gereğince 2 YIL 11 AY hapis ile TCK’nın 53/6 maddesi gereğince SÜRÜCÜ KURSLARINDA SORUMLU SÜRÜCÜLÜK (EĞİTMENLİK) GÖREVİNDEN 1 YIL SÜREYLE MEN cezası aldım…
Süreç henüz bitmedi. İnfaz için tebligat beklemekteyim. Ancak Hüküm gerçekleşmiş olup hukuki yollar tamamen kapanmadığı halde SERTİFİKAM İPTAL EDİLMİŞTİR. Yaklaşık 2 aydır Direksiyon Usta Öğretici olarak çalışamıyorum. Evde oturdum, infaz için tebligat gelmesini bekliyorum.
İçinde bulunduğum stresli durumu anlatamam. Bir belirsizlik var. Ancak önümde iki yol var. Birincisi tebligatı aldığımda Karar Düzeltme isteyerek Sertifikamı geri almaya çalışacağım. İkinci yol talebim kabul edilmezse 11,5 ay cezaevine gideceğim. Bu süreyi tamamladıktan sonra Denetimli Serbestlik Yasasından faydalanarak tahliye olacağım. Tahliye olduktan 2 yıl geçtikten sonra 53/6 ya göre almış olduğum MESLEKTEN MEN cezası devreye girecek ve o bir yılı doldurmadan çalışamayacağım…
Devletin; hükümlü ve mahkûmları tekrar topluma kazandırmak için çeşitli çalışmaları bulunurken; ben ve benim gibilerin Anayasamızın amir hükümlerine rağmen çalışma hakkımızı elimizden almasına da bir anlam veremiyorum.
*
Yukarıda kısaca bahsettiğim konu nedeniyle yaklaşık 2-3 aydır ha bugün ha yarın gelecek diye tebligat bekliyorum. Beklemek ve belirsizlik çok zor!
Elbette gelecek tebligatı beklerken de gündemi takip ediyorum. Gün olmuyor ki şehit haberleri almayalım.
Ankara’da ki bombalı terör saldırılarını duymayan kalmadı. İlk saldırı, kız kardeşimin de kullandığı servis aracına yapıldı. Kız kardeşim o gün izinliymiş, işe gitmemiş. ŞÜKRETTİK, ancak giden canlara yandık!
İkinci terör saldırısında kuzenimin kayın validesini kaybettik. Terörü lanetledik…
Bunları düşününce nefes aldığıma şükrediyor, her gün terör belasına verdiğimiz canları, gözü yaşlı anaları, babaları, çocukları düşündükçe de; 11,5 ay ceza bana hiç geliyor.
*
Evet beklemek dedik ve hep bekliyoruz… Benim bekleyişim olumlu ya da olumsuz mutlaka gerçekleşecek ve bir şekilde hayatıma devam edeceğim.
Ben bu stresli bekleyişi düşünürken aklıma; hastanelerde ya da evlerinin bir köşesinde organ nakli bekleyen hasta insanlarımız aklıma geldi ve bu durumu program yaptığım radyoda da paylaştım.
Organ nakline ihtiyaç duyan hasta sayısının her geçen gün artmaktadır.
Sağlık Bakanlığı Organ Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı verilerine göre; 22 bin 360'ı böbrek, 646'sı kalp, 2 bin 254'ü karaciğer, 48'i akciğer, 3'ü ince bağırsak, 3'ü kalp kapağı, 270'i pankreas, 2 bin 549'i kornea olmak üzere 28 bin 133 kişi organ ve doku nakli beklemektedir.
Her insanın bir gün organ nakline ihtiyaç duyabileceğini düşündünüz mü?
Usta Nazım ne demişti dizelerinde?” Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa”
Şimdi; “sen bağışlamazsan, ben bağışlamazsam, kim kavuşur sağlığına, nakil bekleyen hangi hasta çıkar sabaha” demenin zamanı geldi de geçiyor bile…
Her sağlıklı insanın, her hangi bir nedenle potansiyel bir nakil bekleyen hasta adayı olduğuna göre, başımıza geldiğinde, organ bağışı yapılmasını ve binlerce hasta arasından bize sıra gelmesini beklemekten başka çaremiz olmayacağını unutmayalım.
Organ bağışı ve organ nakli konusuna bu hassasiyetle yaklaşmalıyız. Organ bağışının hayat kurtaran çok önemli ve basit bir yol olduğunu unutmamalıyız. Herhangi bir nedenle organ yetmezliğine giren hastaların tek geçerli ve sağlıklı tedavi yöntemi organ naklidir.
 Yeterli organ bağış olmaması nedeniyle, organ nakli gerçekleşmeyen hastalar kısa süre içinde organ yetmezliğine bağlı hayatlarını kaybetmektedirler…
*
Evet, Topraktan geldik toprağa gideceğiz.  Üzerimize toprak atıldıktan sonra, börtü böceğe yem olup, toprakta yok olacağız…
Çok sayıda hasta hayatını sürdürebilmek için doku ve organ bağışı beklemektedir. Bazen kaza sonucu hayatını kaybeden birinin sağlam organları, birçok ölümcül hastayı hayata döndürebilmektedir.
İstemez misiniz öldükten sonra organlarınız bir cana can versin?
*
Sanki duyar gibi oluyorum! Sen bağışladın mı? Evet, 2004 yılında tüm organlarımı bağışladım...
Selam, sevgi ve dua ile…
 
Mustafa KARAAHMETOĞLU
10.04.2016

( Organ Bağışı başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 10.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.