Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 17.04.2017
Okunma Sayısı : 2241
Yorum Sayısı : 3


Sahte Vali yanımdan ayrılır ayrılmaz soluğu Müdür Vedat beyin yanında aldım.

-Günaydın müdürüm, girebilir miyim?

-Tabi, buyur muavin bey, ne var ne yok? (Müdür bey beni buyur ederken hemen masasındaki kolonyaya
uzandı ve avucumu dolduracak kadar kolonya döktü)

-Müdürüm az önce ben Kocaeli Valisiyim diyerek bir adam geldi yanıma, belli ki normal birisi değil,
tanıyor musunuz böyle birisini?

-Aman! Neden bana haber vermedin? Gitti mi? Sakın üst kata Şehirler arası bölümüne gitmesine müsaade
etmeseydin.

-Yok Müdürüm gitti merak etmeyin.

-İyi bari, bir daha gelirse kabul etme odana, gönder gitsin, psikopattır o adam.

-Tamam Müdür bey, merak etmeyin.

Sohbetimiz sırasında sarımsak kokusundan başım dönmüştü. Atmış dört yaşında olmasına rağmen 
oldukça dinç olan Vedat bey meğer her sabah işe gelmeden önce sağlık için sarımsak yutarmış.

Daha sonra onu her ziyaretimde avuçlarımı kolonya ile doldurunca anladım ki bu eylemi yanına gelenler
sarımsak kokusunu hissetmesin diye yapıyor.

İlerleyen günlerde gördüm ki iş yerimize yaklaşık dört, beş kilometre mesafede olan lojmanlardan biz
Başmüdür dahil bütün personel servisle gelirken, Müdür bey o yaşına rağmen bu yolu her sabah yürüyerek geliyor.

Daha servis hareket etmeden yanımızdan neredeyse koşar adımlarla geçen Müdür bey bir de asker selamı
vermeden gitmiyor.

-Lojman sakinleri merhaba...

Sakinler onun bu haline alışmış olacak ki, tek bir ses çıkıyor "Merhaba..."

Kırk yılın üzerinde hizmeti var. Neredeyse bu hizmetin otuz yılını aynı merkezde Müdür olarak geçirmiş.
Her konuda çok mütevazı olmasına rağmen, bu konuda hiç mütevazı değil, bunu "Buraların en büyük 
Müdürü benim" Diyerek ispatlıyor. Hatta bunu Başmüdür beye bile söylemekten  çekinmiyor.

Bu işin okulundan yetişen ender kişilerden birisi, çekirdekten yetişmiş, ama mevzuatı takip etmeyi de 
ihmal etmemiş. Aslında yeniliklere pek açık değil, tecrübesi ve eski bilgileri ile Merkezi yönetmeye
çalışıyor. Bu nedenle de çoğu zaman tepki alıyor. Ama bunu da hiç umursamıyor. Personel ile ilişkileri
tatlı sert, hiç kimse ondan korkmuyor. Ancak herhangi bir konuda ikna etmek kolay değil...

O kadar çok zile basıp eleman çağırıyor ki, bu yönü ile personeli usandırmış. Hatta emekli olacağı 
zaman bu konu espri konusu oldu. Şimdi bu adamcağız emekli olursa, sakın evinde bir zil yaptırıp da,
eşine iş buyurmak için sürekli bu zile basmasın diye.

Kurumumuz gelişen teknoloji ile birlikte  sunduğu hizmet kalitesine ve ileriyi gören geniş vizyonuna 
sürekli yenilikler ekliyor. O günlerde Otomasyon çalışmaları bir hayli yol almış. Ama Müdürümüz bütün
bunlara karşı, o her şeyi bildiği eski klasik yöntemlere göre yapmak istiyor. Bunda da oldukça başarılı,
işini çok iyi biliyor. O sevimli haliyle ve tecrübesi ile ne yapıp ne ediyor insanları ikna ediyor.

Masasında elinin altında onlarca not kağıdı var, bunları bir defterde toplamak yerine, küçücük kağıt
parçaları kullanmayı tercih ediyor. Ama aradığını hemen buluyor. Bu notlar sayesinde hiç bir şeyi asla
unutmuyor. Eğer personele bir görev verdi ise, personelin kesinlikle bu görevi unutturma şansı yok.

Zaman zaman Sendikal faaliyetler çerçevesinde personelin yapmış olduğu eylemlere gizliden destek
veren Vedat bey, emeğe kesinlikle saygılı, haksızlığa kesinlikle gelmeyen bir yapısı var. Bu nedenle
personelin haklarını aramasını da gizli bir hoş görüyle karşılıyor.

Örneğin bir eylem sırasında sendikacılar davul zurna getirmişler. Merkezin kapısı önünde davul zurna
eşliğinde personel halay çekiyor. Bizim Müdür bey Şeflerden birisini çağırıyor ve davulcuyu kendisine
göndermesini istiyor. Yanına gelen davulcuyu bahşiş vererek gönderiyor.

İş hayatında olduğu gibi evinde bile kravatla dolaşıp özenle giyinen, gıdasına dikkat eden, sürekli spor 
yapan, 4-5 km mesafenin altındaki yollarda kesinlikle araç kullanmayan. Dış görünüşüyle, konuşması 
sırasındaki beden dili ve ses kullanımıyla çevresinde güçlü olduğunu hissettiren. 

Karşısında durduğumuzda eğer önümüze ellerimizi bağlayacak olursak hemen "Yapma evladım kısmetin bağlanır" Diyerek bizleri uyaran bu adam gerçekten bir tarihti.

Yüz yirmi sekizinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN

( Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru (Yüz Yirmi Sekizinci Bölüm) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 17.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.