Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 24.02.2017
Okunma Sayısı : 1475
Yorum Sayısı : 2


Yeniden Eskişehir'e dönerek artık bir taraftan girmiş olduğum
memur sınavının sonuçlarını bekliyor, diğer taraftan da birinci
dönem final sınavlarına hazırlanıyordum. Tabi ki yine Baran
ve diğer arkadaşlarla birlikte. 

Otel sahibi Mevlüt amca katiplikten ayrılmamdan sonra bütün
ısrarlarıma rağmen benden otel ücreti almamaya başlamıştı.
Bu nedenle ben de gündüzleri boş kaldığım zamanlar ona yardım
amacıyla zaman zaman Müdürlükte duruyordum. Ayrıca hesaplarını
inceliyor, bir aksaklık varsa kendisine bildiriyordum.

Müjdeli haber son final sınavımdan bir gün sonra geldi. Ablam
telefonla arayarak sınavı kazandığımı bildiren bir yazının
ellerine ulaştığını ve bir hafta içinde istedikleri belgeleri
tamamlayarak kurumun Başmüdürlüğüne müracaat etmem gerektiğini
bildirdi. Sınavdan hemen sonra İzmit'e hareket ettim. Gittiğim
günün hemen ertesi günü belgeleri tamamlayıp İstanbul'da
müracaatımı yaptım.  

Görevli memur belgeleri aldıktan sonra, bir kaç ay içinde
bana yeni bir yazı gönderileceğini işe ancak o yazı geldikten
sonra başlayacağımı söyleyince, kendisine neden bu kadar uzun
bir süre diye sorduğumda, "Öyle kolay değil Güvenlik Soruşturma
işleminiz yapılacak" cevabını verdi.

İşte yine heyecanlı ve korkulu bir bekleyiş başlamıştı.
Tam huzura erdim her şey yoluna girdi derken, mutlaka bir şeyler
çıkıyor hayat sanki üstüme üstüme geliyordu. Ama öyle acılar
yaşamıştım ki, edindiğim tecrübelerle bu defa hiç bir şeye
üzülmeyeceğim, yaşanacak ne varsa onu göreceğim diyerek metin
olmaya karar verdim.

İşin aslına bakarsanız insan nekadar çile çekse, nekadar
acılar yaşasa da, belki eskiye göre daha olgunlaşıyor ancak,
acılara alışmak diye bir şey söz konusu değil. Sadece
yaşadığı eski acıların zaman içinde kabuk tuttuğunu ve
yaşadığı, yaşayacağı acılarında bir gün geçeceğini düşünerek
direnme gücü artıyor. Tabi ki mantıklı düşünecek kadar gücü
kaldıysa, aksi halde üst üste gelen acılar insanı yer bitirir.

Ben askerliğimden sonra galiba bunu başardım. Yani her şeye
rağmen metanetli olmayı öğrendim. İlerleyen zamanlarda yine
kendimi çok güçsüz hissettiğim zamanlar oldu elbette. Ama
geçmişe bakarak bugünüme şükretmeyi bildim. Bazen de avaz
avaz sustum.

Ve postacı o zarfı getirdiğinde dünyalar benim olmuştu. Gelen 
yazıda söz konusu Kuruma ait İstanbul'da ki Eğitim Merkezine 
başvurmam isteniyordu. Yazıyı görünce "Tamam beni önce kursa 
alacaklar, sonra iş başı yapacağım her halde" diye düşündüm. 
Allah'dan okullar henüz açılmadan beklenen yazı gelmişti. 
İnşallah sözü edilen Kurs çok uzun süreli olmaz da, bir şekilde 
durumumu anlatıp, okuldan geri kalmam diye dualar ettim.

Doksan birinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN

( Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru (Doksan Birinci Bölüm) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 24.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.