Can dostlarım tren arkadaşlarım, şimdi kim bilir, kim nerede
ve ne yapıyor? Tabi ki değerli dostum Yener KAYA dışındakiler,
İlerleyen yıllarda Yener KAYA bir Partiden Millet vekili
adayı gösterilmiş ancak ne yazık ki arabasında yakılarak
faili meçhul bir cinayetin kurbanı olmuş.
1950 yılında İstanbul'da doğan İsmail Yener Kaya, bir
Fransız Lisesi'ni bitirdikten sonra İ.Ü. Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Felsefe ve Psikoloji Bölümü'ne devam etmiş.
Buradan mezun olduktan sonra da İslam Enstitüsü'nde 2 yıl
öğrenim görmüş değerli bir şahsiyetti.
Profesyonel iş yaşamına 1977 yılında Koç Holding'te başlayan
Kaya, 1978 yılında, "Banker Kastelli' Abidin Cevher Özden'in
yanında yatırım uzmanı olarak çalışmış.
Ardından Mentaş'ın İzmit Şube Müdürlüğü'ne getirilip. 1982
Haziranına kadar bu görevde kalan Kaya, 22 Ocak 1987'de
İMKB'de borsa komisyonculuğu yapmaya başlar. Kaya,
Yener Kaya Menkul Değerler A.Ş. ve 2K İnşaat Taahhüt,
Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanı ve İMBK
Yönetim Kurulu üyesiydi. Evli ve iki çocuk babasıydı.
"30 Kasım 1995... Ankara'dan gelen Türk Hava Yolları'na
ait uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı pistine indiğinde
saat dokuz olmak üzereydi.
Yolculardan biri, adı birkaç saat sonra faili meçhuller
arasına karışacak olan borsacı Yener Kaya'ydı. Kaya,
Doğru Yol Partisi genel merkezinde yapılan bir toplantıdan
dönüyordu. Bir ay sonra yapılacak seçimlerde İstanbul'dan
milletvekili adayıydı.
Genel Başkan Tansu Çiller'in isteği üzerine düzenlenen ve
saatler süren bir toplantıya katılmıştı. Kaya, uçaktan iner
inmez, cep telefonunu açtı. Servis otobüsüne bindiği sırada
telefonu çaldı. Konuşma sadece bir kaç saniye sürmüştü.
Aynı gece, iki buçuk saat sonra İstanbul İtfaiyesi komuta
merkezinin telefonu saat 23:20'de çaldı. Arayan kişi,
Mahmutbey kavşağında bir otomobilin yandığını ihbar
ediyordu. Verdiği adrese göre, otomobil Güneşli'deki İSTOÇ
Bloklarının karşısındaki yan yoldaydı.
İtfaiye ekibi uzun bir uğraştan sonra yangını söndürdü.
Alevlerin söndürülmesiyle ürkütücü bir gerçek ortaya çıktı.
Bir enkaz haline dönüşen arabanın içinde kömüre dönüşmüş
bir ceset vardı. Bu da olayı sıradan bir yangın olmaktan
çıkarıyor, itfaiye görevlilerinin yetkisini aşıyordu.
Ceset, Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Cevaplanması gereken
ilk soru cesedin kime ait olduğuydu.Polis, her rutin olayda
yaptığı gibi aracın plakasından işe başladı. Yanmaktan kısmen
kurtulan arka plakada 34 YK 487 bilgileri seçiliyordu. Kısa
sürede aracın sahibi tespit edildi. Plaka, sahibinin isminin baş
harflerini taşıyordu ve borsacı Yener Kaya'ya aitti.
Cesedin Kaya'ya ait olma ihtimali, sıradan bir cinayet olayını
ve soruşturmasını, önemli bir hale getirmişti. Üstelik, eşi de
Ankara'dan dönmediğini söylüyordu. Cinayet masası ekipleri
arabada yaptıkları aramada, büyük ölçüde yanmış halde, para
çantası taşırken kullanılan cinsten bir kelepçe, 38 kalibrelik
Smith Wesson, arka koltukta cep telefonu, bir kaç hukuk kitabı
ve Çiller'in parti programı kitabını bulmuşlardı. Eşyaların hepsi
de Yener Kaya'ya aitti. (Kaynak Radikal)
Yüz sekizinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN