Ağılı Bir Yalnızlık
AĞILI BİR YALNIZLIK 

Ağılı bir yalnızlık çökerse İstanbul'a
Işığı kilitleyen lacivert birgün de 
Lodosta eserse üstüne üstlük
Sırları ölüme yaklaşmışsa
Eksilirken şehvetin kahkası
Hatırlatırsa eski günleri güllerin rahıyası
Sırrı dökülmüş aynaya bakıp ağlarsa o kadın

Leş kokan iç dünyasını teğellerse derin uykuya
Sıkı sıkıya örtülmüş perdelerini açmazsa sabaha 
Kendi kabuğunda saklanırsa ömrübillah
Ölümcül saatin tiktaklarını duyumsarken
Sevecenliği kedilerin mırıltısında bulup
Susarak bakıyorsa rüzgâra
Kayıklar sayıklayıp geçiyorsa birer birer
Bilmediği bir yere varmak için bilmediği bir yoldan yürüyorsa Sinekkuşu gibi 
Hicap da duyuyorsa şiirin ilk faslında o kadın 

Martılar çığlık çığlığa uçuyorsa denizin üstünde bir o yana bir bu yana
Temaşa ediyorsa saraylar çiçeği burnunda vapurlara
Hatta dinliyorsa bütün sesleri ve içinde hasret peydahlanıyorsa
İstanbul kadar belirsizse
Yenilmiş duruyorsa
Yatay bir kum saati gibi tüketiyorsa ömrünü o kadın

H. Çiğdem Deniz
( Ağılı Bir Yalnızlık başlıklı yazı çitlembik tarafından 26.10.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.