Terk edilmişliğimde saklı isyan aslında iade-i itibarı varlığın koktan yayılan sıcaklık kök hücresinde cihanın ve işte baş veren umudu el yordamıyla her zerreme yaydığım.

Islık çalan mazinin şüheda ruhundan şüphem yok iken.

Ve kerevete çıkan hayallerim, makûs talihimin de ihbarı iken yazdıklarım.

Hem bizim semte sık uğramaz mutluluk hele ki o acılı zümre yok mu adeta her biri birer yıldız:

Kimi Zühre kimi kundaklanan soğukluğun rüzgâr hızında saklı buz kesen bedenimin Kutup Yıldızı.

Düşkünlüğüm kıbleme.

Düşkünlüğüm anneme.

Yeter ki düşmeden yere adımlayayım bana sunulan yolu gerçi yol yordam bilmeden yürek yordamı ile severim ben ama…

Hırpalanmış binanın sedef kakması yaralı yüreğindeki umutla yağan nurla da baş koymuşken insan önünde uzanan yola…

Ve işte zarf atan keder.

Ve işte mimlediğim ucu yanık mektuplarımın kokusu nasıl da uzaktan gelir burnuma ve burnumun direğini sızlatan yangın öncesi aşkın şah damarından da yakın iken varlığı ve içimde saklı yetim çocuğun dinmeyen öfkesi gel gör ki kendime gel gör ki yol uzanırken kendimden kimsesizliğe.

Mazur gör beni yüce Rabbim ve bahşettiğin nefese nasıl da duacıyım ben ta ilk gün yenmiş olsam da nefsimi ve işte ara ara canlanan bin bir hevesle de kucaklarken hayatı ve içimde saklı o diri o dingin yaşama sevinci…

Aslında yanlışım var çünkü ne dün ne bu gün dingin bir ruha haiz olmadım ben asla dirildiğim yerden kırmadım da ümitlerimi ve kırgın yüreğim nasıl ki asam…

Kızıl göğün saklı tutulası sırları ve işte uzağında kaldığım kadar mutluluğun hayatın her hüznünde kendime inşa ederken umutla ve hevesle ve işte cennetim iken hayallerimle sürtüşse de gerçekler an geldi mi cehennemi bana yaşatan karanlık gölgeler.

Sancılı bir günü geride bırakırken yetmedi…

Sanrıların yükünü Rabbim alsın diye de benden…

Ezkaza öldüğüm.

Enkaza döndüğüm.

Öldürücü güdülerin değil gülümseyen çehrelerin özlemini çektiğim.

Kapıştı mı yer gök birbiri ile ve işte beni benden eden içimdeki kaygan zemine dökerken yüreğimdeki tozları:

Tozu dumana katmanın da özlemi var iken içimde yâdım iken dünüm yağan rahmetin peşinde.

Kat izimle baş koymuşken yola.

Ütülemeden sevdiğim insan izlekleri: bazen uzaktan bazense tanımadığım insanlardan yana dahi kesmemişken ümidimi.

Geniş ölçekli bir haritayı merkez bildiğim ve elimdeki pergeli sayfanın ortasına hapsettiğim sözüm ona azat edileceğim az sonra bedenimden ve gün boyu fıldır fıldır dönen başımı alıp da gidecek miyim sahi kendimden kendime uzanan kahırlı yolda bir kere daha mı deneyeceğim kendimle dost olmayı?

Ruhumun kırlaşan bukleleri.

Haraç mezat yaşadığım.

Kor hecelerde tok gözlü bir hayatın da dilemması iken sahip olduğum tek serveti yani gizimi yani sevgimi sunarken altın tepside ve boyumu aşan dalgalardaki öfkeyi yok sayıp /ağlayan göğün yağan her rahmetinde sevgiyi koklayıp Rabbime dokunmayı için için dilerken aslında bana dokunan ne varsa karşılık verdiğim vermediğimde ise Rabbime havale ettiğim neyim var neyim yok serdiğim bir kumsala ya da göğün çatısına inşa etmişken mabedimi…

Delişmen rüzgârın hızında yaşadığım…

Sesi kısılan kaleminse dinmeyen nazında.

Kor hecelerde tok gözlü bir hayatın da dilemması iken sahip olduğum tek serveti yani gizimi yani sevgimi sunarken altın tepside ve boyumu aşan dalgalardaki öfkeyi yok sayıp /ağlayan göğün yağan her rahmetinde sevgiyi koklayıp Rabbime dokunmayı için için dilerken aslında bana dokunan ne varsa karşılık verdiğim vermediğimde ise Rabbime havale ettiğim neyim var neyim yok serdiğim bir kumsala ya da göğün çatısına inşa etmişken mabedimi…

 


( Kendimden Kimsesizliğe Uzanan Yolda... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.