Allahı Yanlış Anlamak

Allah’ı YANLIŞ anlamak          

 

İnsanın kendini tanıma isteğiyle başladı her şey.

Neyim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum?

 

Nerede yaşıyorum?

Ve niye?

Büyük patlama dedi kimisi..

 

Kimisi Adem ile Havva!

Bu dünyada yaşadığını anlıyor insan zamanla.

Ve burasının çok büyük olduğunu.  Sonra  Güneşin  çok daha büyük olduğunu. Daha sonra yıldızlar galaksiler , çok çok daha büyük!

 

Sonra evrenin büyüklüğünü anlaması gerekiyor , uçsuz bucaksız ve sonsuz!

 

Sonra bu evren bu Kainat nasıl oluştu, kendi kendine değil ya!

Her şey tesadüf mü?

 

Yok olmaz öyle bir şey!

 

Peki....tamam tüm bunları yaratan bir güç varsa oda Allah olmalıdır ....

 

Allah’ın büyüklüğünü, anlamak gerekiyor.

Öyleyse.

 

 

Hiçte kolay değildir, bunu yapmak.

 

Çünkü bunun için kişide idrak dediğimiz algılama duyargalarının çalışıyor olması gerekir.

 

İdrak mekanizması çalışıyor ise iman şalterinin kalkık olması ve izan duygusu ile vicdan terazisinin aktif olması gerekiyor.

 

 

Ve yine maalesef ki, genelleme yapmak istemesem de, genellikle bizim insanımızın iman şalteri ne yukarda nede aşağıdadır.

 

Nasıl beceriyorlarsa artık, tam ortadadır.

 

joystick gibi!

 

İşine gelirse kaldırır. İşine gelmezse  indirir!


bütün konu bundan ibarettir.

İdrak başladıktan sonra ahlak gelişir. Bu şöyle olmalı! şu şöyle olmalı. gibi önermeler.

İnsan olma özelliğimizi diğer canlılardan öne çıkarır.

 

Bu öğretiler ta ilk çağlardan bu yana dinler ile başlamış.

Allah’ın elçileri tarafından insanlara iletilmeye başlanmış.

 

Ve insanlar Allah’ı anlamaya başlamışlar.

 

Fakat bazı problemlerde olmamış değil!

Anlama ve anlatma metotlarında.

 

Daha sonraları kendi aralarında bölünmüş insanlar.

 

Siz anlamıyorsunuz biz daha iyi anlıyoruz... Diye

 

Siz anladıklarınızı çarpıtıyorsunuz. Bizimki en son bilgi kesin bilgi.

 

Bize inanmayanı...

Bizden olmayanı!

 

Allah şöyle yapacak böyle yapacak.

 

Acaba kim doğru anladı Allah’ı

Eğer konu anlamak sa ,ve dahi doğru anlamaksa Allah’ı, Müslümanlar anlamamışlar! Bana kalırsa.

 

Yada en iyi ihtimalle yanlış anlamışlar!

 

Eğer samimi ve ihlaslı iseler, Yarabbi biz seni yanlış anlamışız! diye özür dilemeli ve doğru anlamaya çalışmalıdırlar.

 

Çünkü doğru anlasalardı, tüm Müslüman coğrafya, açlık,  sefalet, cehalet, kan, gözyaşı savaş, ve bombalar ile anılmazdı!

 

Eğer doğru anlaşılsaydı!

 

Mezhep kavgaları, kan davaları ve saltanatlar için bu kadar kan akmazdı.

Eğer doğru anlasaydınız! Bu kadar sömürülmeye ilahlar edinmeye ve bir şefaat için köle olmaya razı olmazdınız.

 

Eğer doğru anlasaydınız zalimlerden, güçten ve zenginlikten yana olmazdınız!

 

Eğer gerçekten anlasaydınız,

 

Ekmeden biçilmeyeceğini, terlemeden hak edilemeyeceğini, ve ne yaparsanız kendi iradenizle yapacağınızı ve sonuçlarına katlanacağınızı bilirdiniz.

 

Din anlayışımızı gözden geçirme vakti gelmedi mi sizce de ?

 

Her şeyi Allah yapsın anlayışımıza ,tekrar bir baksak diyorum!

Yardıma muhtaç binlerce insan, varken etrafımızda bizim Allah’ı doğru anlamış olma ihtimalimiz var mı?

Üşüyene, aç olana, okuyamayana avuç açana,

 

Allah versin deyip gönderdiklerimiz.

 

Duygu sömürüsü yapıyorlar deyip yol verdiklerimiz.

 

Gönlümüzün nasır tutmasına seyirci kalıp, ben denilen şeytanın bizi yönetmesine izin vermemiz.

 

Ben merkezli dünyamızı biraz olsun değiştirme zamanı gelme dimi?

 

Uzaklara gitmeye gerek yok,

 

Çevremize bir bakalım. Örnekler o kadar çok ki ibret almamız gereken.

 

Mesela bir sürü çocuk sokaklarda yaşıyor. Ya tinerci ya balici.

 

Çöpten ekmek toplayıp yiyorlar. Buz gibi bakışların altında elleri ayakları mosmor olmuş üşüyor çocuklar!

 

Aileler var perişan halde naylon brandalardan yapılma barakalarda yaşıyorlar.

 

Yaşlı dedelerimiz, ninelerimiz metro duraklarında iki büklüm kağıt mendil satıyorlar.

 

Bu insanların bir tek umudu...  Allah var .

 

Allah'tan ümidini kesmiyorlar hiç biri.

 

Çünkü başka çareleri yok!

 

Bu insanlara yardım edecek olan sizler, Müslümanlar, hepiniz topu Allaha atmış durumdasınız! Allah’ın yardımı nasıl ulaşacak bu insanlara?

 

Gökyüzünden mi inecek bu yardımlar?

Yeni vahiyler mi bekliyorsunuz yoksa!

 

Allah’ın bileceği iş deyip sıyrılıyorsunuz!

 

Oysa bir şeye "Allah’ın demek o şeyin her kesin olduğunu göstermek içindir"

 

Allah’ın suyu herkesin suyu demektir.

 

Allah’ın havası herkesin havası demektir.

 

Allah’ın evi herkesin evi demektir!

Allah’ın yardımı herkesin etmesi gereken yardım demek tir !

 

Yoksa sizin dediğiniz gibi…,

 

Yok

Allah yardım etsinmiş!

Yok Allah yar ve yardımcın olsun muş!

Yok Allah versin miş !

 

Değil!

 

 

Allah yardım edecek olsa, bu insanlar aç perişan sokakta  olur muydu sizce?

Allah yardım edecek olsa, Yemen'de, sudanda, Somali de açlıktan çocuklar ölür müydü?

 

Bir aynanın karşısına geçip bakın bakalım.

Şapkayı önünüze koyun! Düşünün.

 

Sizin çocuğunuz sokakta kalsa,  Allah'tan mı yardım isterdiniz?

 

Yoksa kullardan mı?

Devletten mi?

Sosyal kurumlardan mı?

Bu yüzden, Müslüman ülkeler den, açlıktan, sefaletten, kandan, savaştan kaçan Müslüman kardeşleriniz, çocuklarının üç kuruşluk botlarda can vermesini göze alıp Avrupa ülkelerine kaçıyorlar!

Aslında sizin bu Allah versin anlayışınızdan, kaçıyorlar! Normalde Allah ın evine Mekke ye kaçmaları sığınmaları gerekmiyor mu?

Ama siz Allah versin dedikçe! Onlar sosyal devlet anlayışı olan gelecek endişesi olmayan, çocuklarını güvenle büyütebilecekleri, yardımı.... Allah'tan beklemeyecekler i, ülkelere gidiyorlar.

Fark etmiyor Norveç kanada yada Finlandiya.

 

Ne fark eder Fransa Hollanda Japonya!

 

Gitmeye çalışıyorlar!,

 

Can pahasına!

 

Yarısından çoğu yollarda ölüyor! Kapalı kamyon kasalarında havasızlıktan.

Kimisi Çin malı şişme botlarda! Akdeniz in mavi sularında yok oluyor.

 

Boğuluyor tüm umutlar.

 

Bir yaşam umudu için.

 

Kalanlar insan gibi yaşasın diye!

Karnı doysun, ısınsın üşümesin diye.

 

Oysa şefkat değil mi yorgun gönüllerin dinlendiği yer?

 

Merhamet değil mi buzdan dağların arasına kurulan köprü?

 

Merhamet yaratıcının canlılara verdiği bir armağan değil mi?

 

Bazıları bu armağanı, bir ömür boyu severek kullanır.

 

Bazıları bu armağanı küçümseyerek bir kenara koyar, unutur.

 

İşte Allah ı anlamak budur..

Allah ile aranızdaki samimiyet,


İbadetlerinizle değil, verdiği armağana değer verip vermemeniz ile ölçülür....

Şimdi siz mi Allah ı doğru anladınız yoksa Japonlar mı? Finlandiyalılar mı? İsveçliler mi? Ben ce bir daha düşünün ve dürüst olun lütfen!

Oysa her ramazan, ince ince fitre zekat hesapları yapan siz değil misiniz?

Ne kadar az verirsek, kardır deyip, zararın neresinden dönsek iyidir , zihniyeti sizin değil mi?!

İhtiyacınızdan fazlasını verin diyen dinin mensupları!

 

Mülkiyet ancak Allah'ındır diyen dinin taraftarları!

 

Bu insanlara Allah yardım edecekse!

Siz Müslümanlar!

Siz!

 

Kime yardım edeceksiniz?

 

Allah ı anlama vaktiniz gelmedi mi?

 

Yılmaz Tizgöl

MOSKOVA

13/01/2018

 

( Allahı Yanlış Anlamak başlıklı yazı ylmztzgl tarafından 13.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.